Farkındamısınız?

Televizyonda haberlerde ara sıra dinliyoruz büyüme oranımız arttı, Türkiye gelişiyor, dış borçlarımız azalıyor vs. Tüm bunların vatandaşa, işçiye, emekliye yansıması olmuyor, tam tersine her geçen gün alım gücü azalıyor.

Uzun zamandır alış-veriş için markete ve pazara çıkmamıştım. Genelde bu tür ihtiyaçlarımızı eşim temin ettiği için açıkçası fiyatlardan benim pek bilgim yoktu. Geçen gün pazara çıktım hayatın ne kadar pahalı olduğunu bir kez daha gördüm.

İnsanların pazar tezgahlarına baka baka gitmeleri, daha ucuzunu bulabilir miyim arayışı her hallerinden belliydi.  Birçok meyve ve sebzenin kilosunun beş liranın üstünde olması temel ihtiyaçları karşılamakta ne kadar zorlandıklarını gösteriyordu.

Marketlerde kredi kartının geçerli olması nedeniyle  ‘şunu da alayım bu da gerekli’ diyerek yapılan alış-veriş, kasaya gelince tutan bakiyenin ne kadar fazla olduğunu görüyor ve şaşırıyoruz.  Aldıklarımız tamamen zaruri ihtiyaçlarımız.

Et ve et ürünleri mamulleri tamamen lüks tüketime girdi.  Birçok eve bu gıdaların girmediğini biliyorum. Peynir ve zeytinin ise en ucuz olanları ancak alınıyor.

Giyim kuşamdan tutun yiyecek içeceğe kadar hayat o kadar pahalı ki, her geçen gün daha fakirleştiğimizi düşündürüyor. Sanırım üretimin olmayışı, tüketimin çok oluşu bu sinsi pahalılığı karşımıza çıkarıyor.

Hayat bu kadar pahalı olunca hırsızlık, çalıp çırpma ya da yolda dilenenlerden yürüyememe gibi sorunlar artarak karşımıza çıkıyor.

Benim düşünceme göre hayat pahalılığının en büyük sorumlusu bizleriz, yani tüketiciler. Bir hafta et almasa tüketiciler ne olur. Etsiz yemek yapmak sorun mudur,  bir müddet sorun olmayacağını düşünüyorum.

Protesto bilinci gelişmemiş, çevresini incelemeyen, ne oluyor ne bitiyor diye sorgulamadan, okumadan dolayısı ile eleştirmeden yaşayan toplumlar bunun cezasını mutlaka hem manevi olarak hem de fiyat etiketlerinde maddi olarak ödemeye mahkumdur.

Okumayan insanlarımız bunun bedelini ne kadar ağır ödediklerinin bile farkında olamıyorlar. Çünkü çok gereksiz dizileri ve yarışmaları seyretmekten okumaya kimsenin vakti yok.

Oysa, kişi başı milli gelir Avrupa standartlarının altında, ama fiyatlar o standartta. Sizin neye baktığınızı bilmem ama ben alım gücüne bakarım. Halkın alım gücü artmıyorsa problem var demektir. 

Sonuç olarak Ülkemizde gelir adaletinin daha dengeli olmasını hayal ediyor, insanlarımızın refah içinde yaşamasını temenni ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi