Ahmet Doğan İLBEY

Ahmet Doğan İLBEY

Ezana Yapılan Zulümler-3

  Kemalist Cumhuriyet’in en şedit yılları olan Tek Parti döneminde “Minaredeki yabancı sesten” gökler ver yerler eza çekiyor, Müslüman milletin yüreğine ateşler düşüyordu:

     “TANRI ULUDUR TANRU ULUDUR”                                                              

     Tanrı uludur Tanrı uludur Tanrı uludur Tanrı uludur / Şüphesiz bilirim ve bildiririm ki: Tanrı’dan başka yoktur tapacak / Şüphesiz bilirim ve bildiririm ki: Tanrı’dan başka yoktur tapacak / Şüphesiz bilirim, bildiririm ki: Tanrı’nın elçisidir Muhammed /Şüphesiz bilirim, bildiririm ki: Tanrı’nın elçisidir Muhammed / Haydi namaza, haydi namaza /Haydi felaha, haydi felaha / Namaz uykudan hayırlıdır / Tanrı uludur, Tanrı uludur / Tanrı’dan başka yoktur tapacak.

      EZANA ZULMEDEN GÜRUH: CHP VE KEMALİZM        

      Milleti “basit ruhlu halk” olarak gören CHP’nin azılı genel sekreteri Recep Peker, 18 Ocak 1933 tarihinde parti teşkilatlarına gönderdiği yazıda “Bazı illerde özellikle Türkçe ezan ve Türkçe Kur’an dolayısıyla irticai nitelikte propagandaların yapıldığının haber alındığını, cehalet ve fena fikirlerin mahsulü olan böyle propagandalar karşısında parti örgütünün halkı aydınlatmasını ve mahalli hükümet rüesası ile birlikte hareket ederek basit ruhlu halkın aldatılmasının önüne geçilmesini” ister. 

     Peker, 8 Şubat 1936 tarihinde CHP başkanlıklarına hususi olarak gönderdiği yazıda ise şu uyarılarda bulunur: “Geçen ramazan ve bayramda Arapça ezan okumak, salâ vermek, tekbir getirmek, bazı yolsuz telkinlerde bulunmak, gizli tarikat toplantıları yapmak gibi geri hareketlerin geçen senelere nispetle daha çok olduğu ve bu hareketlerde en çok (nakşî) tariki mensuplarının ileri gittikleri anlaşılmıştır. 6 Haziran 935 tarihli ve 510 numaralı genelge ile de bildirdiğim gibi yurtta inkılâbı ve ileri gidişi koruma ve yayma ödevini üstüne alan ve bu gibi devrim ve durumu müteessir edecek geri hareketlere karşı çok yakından ilgili ve duygulu olması icab eden partimizin bu hareketlere karşı duygulu bulunarak Hükümetle el ve iş birliği yapmalarını, alacakları haberleri vakit geçirmeden Hükümete bildirmelerini, bu vesile ile bir kere daha tekrarlamayı değerli bulurum.”      

      CHP’Lİ BİR ŞAİR, M. KEMAL İÇİN EZAN YAZIYOR
      Ezanın Türkçe okunmasına Bursalılar isyan ettiğinde, M. Kemal, “Allah’ın belâsı yobazlar, kara yobazlar, cahil mürteciler” demişti. Öyle ki, İslâmî değerleri “redd-i miras” eden Kemalistlerin ezan sesine düşmanlıkları şuur altlarında yer eder ve Yaşar Nabi’nin şiiriyle başka sesler ararlar: “Motorların şarkısı olsun yeni bestemiz / Yeni din ezanları minareler yerine / Bulutları püskürten bacalardan okunsun.” (Batılılaşma İhaneti, D. Mehmet Doğan).

      Bu kadarla da kalmazlar. CHP’li Kemalist şair Behçet Kemal Çağlar, “Kemalizm dini” nin sahibi olarak görülen M. Kemal için “ezan” yazar: “Atatürk ekber! Atatürk ekber! /Ancak O var Atatürk! / Evliya odur, peygamber odur, sanatkâr Atatürk  / Talihe hâkim, zekâya önder, doğma serdar Atatürk / Bunları geçti insan büyüğü: Kendi kadar Atatürk! / Atatürk ekber! Atatürk ekber / Bizde O var, Atatürk! / Ne evliya, ne de peygamber / Halkına yar Atatürk!”

      Ezanın Türkçe okutulmasıyla yetinmeyen Kemalist Cumhuriyet oligarşisi CHP’lilerin M. Kemal ve İnönü’lü zulüm yıllarında birçok câmiyi de ahıra çevirdiklerini unutanlar gaflet içindedirler. CHP ve ulusalcıların, maazallah iktidarı ele geçirdikleri gün yapacakları ilk iş ezanın Türkçe okunması zulmünü yeniden başlatmaktır.                                       

      “Din zehirdir” diyen CHP yandaşı koyu Kemalist gazeteci Ali Naci Karacan 4 Şubat 1949’da Tan gazetesinde ezan hakkında şunları yazar: “Bazı kimseler din avukatlığının insanı kalabalıklara sevdireceğine inanmışlar ve demokrasiye yeni giren memleketin içinde sanki Atatürk’ün yıktığını yapmak ister intibaını bırakan bir tavır takınmışlardır. Bu zevat komünizme karşı en iyi mücadele çaresi olarak din propagandasını tavsiye bile etmişler ve zehri zehirle tedavi etmek yolunu işaret suretiyle akıllarının bütün ölçüsünü de ayrıca göstermişlerdir.”

     27 Mayıs darbesinden sonra CHP’li Altan Öymen, Coşkun Kırca ve Oktay Ekşi, “ezanın tekrar Türkçe okunması” için imza toplarlar. 

      Uludağ Üniversitesi Rektörü Mustafa Yurtkuran,“Namaza çağrının Arapça yapılmasına tepki göstererek, ezanın Türkçe okunmasını ister: “Ezan yabancı dil olan Arapça ile okunuyor, niye Türkçe okunmuyor? Atatürk ilke ve devrimleriyle bu çağda bizi namaza bile çağırmaya yabancı dilde devam ediyorlar, namaza Arapça çağrılıyoruz. Eğer insanın ibadete kendi dilinde çağrılması haksa, bunu en çok hak eden Türk milletidir.” (06.10.2007 tarihli basın).

     Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Dursun Atılgan, Türk çocuklarının kendi dinini anadilinde öğrenmesi gerektiğini söyler ve Başbakanın Demokrat Parti iktidarında ezanın Türkçe'den yeniden Arapça'ya dönüştürülmesiyle ilgili övücü sözlerine tepki gösterir: “Laikliği dinsizlik ilân eden bu köhne ve gafil zihniyet, Atatürklü günlerde düzenlenen Türkçe ezan uygulamasını da neredeyse dinsizlik ilân edecek. Soruyoruz: Türk dili ezan okumaya ve ibadet yapmaya yetmeyecek küçük bir dil midir ki, ya da Allah Türkçe anlamıyor mudur ki, dinimizin gereğini kendi dilimizde yapmaya izin vermiyorlar. Türk halkı kendi dili Türkçeye nasıl olur da bu kadar yabancılaştırılmak istenmektedir?” (17 Nisan 2012, Toplum adlı internet gazetesi)
      

      Anayasa Mahkemesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı yapan Yekta Güngör Özden de Türkçe ezan yandaşıydı: “Bilal Habeşi’nin duvar üzerinden okuduğu ezan din kuralı değildir. Ayet, sûre, hadis değildir. Dine bir çağrıdır. Kendi dilimizden olması daha anlamlı ve çekici olur.” (Türk Solu Dergisi, sayı: 139)

      CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, Ocak 2011’de Tek Parti dönemindeki tavrı hatırlatan “Türkçe Ezan Okutulsun” beyanında bulunur: “Ezanın Türkçe okunmasından yanayım. Türkiye`de halkın İslâm`ı değil, Arap kültürünü benimseyip yaşadığını düşünüyorum. İnsanlar ibadetlerini kendi dillerinde de yapabilmeli. Allah’la iletişim kendi dillerinde de mümkün olmalı. Geçmişte bunun denemesi de yapıldı. Herkes istediği dilde, kendi dilinde ibadet yapabilir. Önemli olan, Allah’la iletişim kurmaktır. Ezanın Türkçe okunmasının Arap etkisini azaltacağına inanıyorum.”                                                                            

      EZANI “ARAP EMPERYALİZMİ” OLARAK GÖRENLER 

      Şu sözler Atatürkçü zorbalara aittir: “Arapça ezan Arap emperyalizminin Türk milleti üzerinde ustaca kullandığı bir araçtır. Batılı emperyalistlerin üslerine, radarlarına, topuna, tüfeğine nasıl karşıysak Arapça ezan denen sömürüye de o denli karşı olmalıyız.”      

      Ezan, solcu ozanların sözde türkülerinde de “Hey Arapça okuyanlar Allah Türkçe bilmiyor mu?” şeklinde ideolojik malzeme yapılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İLBEY Arşivi