EKONOMİ VE KURTULUŞ SAVAŞIMIZ

Ülkemize dört bir yandan saldırılar devam ediyor. Tabii Türkiye’nin güçlenmesi bir çok odakları rahatsız etmektedir. Kimisi dostmuş gibi, kimisi içerden dışardan FETÖ cüler, başta ABD-Avrupa ittifaklarımız üzerimize gelmektedir.

Önceleri bizim yanımızdaymış gibi görünüp, arkamızdan bizleri hançerliyorlardı. Şimdi açıktan düşmanlıklarını izhar ediyorlar. Ama bizim içimizdeki muhalefete ne oluyor? Abdülhamid Han dönemi tekerrür ediyor, yani yalnızlaştırılmak.  

Bugünlerde Doların hızlı bir şekilde yükselmesi, altını da etkilemektedir. Merkez Bankasının piyasaya müdahalesi pek bir işe yaramadı. Dolar karşısında TL nin değer kaybetmesiyle haksız rekabet ortamı oluşturularak  İhracat ve ithalat ile ülkemiz adeta ucuz bir sömürge durumuna düşürülmeye çalışılmaktadır.

Daha yakın zamana kadar ekonomisi büyüyen ilk üç ülke idik. Ne oldu da birden bire Afrika ülkelerinin  karşısında bile paramız eridi. Şu anlaşılmalı; Borsa, döviz, altın bizim yetkimiz dışında olup, istedikleri gibi oynamaktadırlar. Buradan devletimizin yetkili ekonomistlerine soruyorum ülkemizde kaç ton altın var? Bunlara müzelerimizdeki altınlar dahil mi? Tarihi zengin olan bir ülkenin altınları ne işe yarıyor? Onlar orada sadece süs mü? Niçin ekonomiye kazandırılmıyor? Daha önceki yazımda da bu hususa dikkat çekmiştim. Oysa ülkemiz altın yönünden zengin. Sadece müzelerdeki altınların tonu hesap edilse, ekonomiye kazandırılsa yeter. Keşke o  altınların tarihi yönü korunup ağırlığını  ekonomiye aktarabilsek. Belki bu müzelik altınlara devlet tahvili yapılabilir. İşte devletimize fırsat! elimizdeki  hazinelerin kıymetini değerlendirme zamanı.

İçimizdeki stokçuların arkasında kimler var? Artık bunları tahmin ediyoruz. Doların artışını sağlayan destekçileri de  anlıyoruz.  Ne kadar düşmanımız varmış! Ülke bir kaos yaşasa da bu stokçular ve dolar destekçileri hep kazansalar! Sıfır araçların haksız pahalandırılması oyunları çözüldü. Sıra diğerlerine de gelecek. Stokçulara ağır cezalar verilmeye başlandı. Kuraklık olacak endişesiyle halka stok yaptırılması tutmayacak.

Zamanında bir anayasa kitabı atıldı diye bir gecede ne kayıplar yaşadık. Geçmişteki tecrübemiz bugün yaşadıklarımızla örtüşmektedir. Ancak şimdi devlet-millet onurlu bir duruş sergiliyoruz.

Diğer taraftan  “her şey güzel olacak” sloganı ile pusuda bekleyen çakallara gün doğmayacak. Çünkü ülkemizde güzel şeyler oluyor. Biraz sabır ve dayanışma ile daha güzel günler görülecek. Yatırımlar, aramalar sonuç vermeye başladı ve bu yüzden korku endişeler baş gösterdi:

-Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın daha iyi değerlendirilmesi,

-Bor madeninin kıymeti daha da görülmektedir. Bor madeninin değerlendirilmesi için yeni fabrikaların  açılacak olması,

- Barajların çoğaltılması,

- yolların genişletilmesi ve artırılması, tünellerin açılması,

-  Doğu Akdeniz’de mavi vatana sahip çıkılması ve gaz aranması,,

- Karadeniz’de gazın bulunması,

- Doğu’da yeni petrol kuyuların bulunması,

- Nice  Milli silahlarımız İHA-SİHA ve Tihalar, tankların  üretilmesi,

- Terörün  bitme aşamasına gelmesi,

- Afrika, Ortadoğu’da askeri üslerimizin kurulması,

- Türk Devletler birliğinin kurulması,

- Amerika’ya karşı dik duruş sergilenmesi,

- Çin ve Rusya ile karşılıklı işbirliği yapılması,

- Suriye’deki başarımız,

- Libya’daki başarımız,

- Karabağ’a yardım etmemiz,

- Uzay çalışmalarımızın başlatılması,

- Nükleer enerjinin Sinop’a kurulması,

- Sağlıkta önemli atılımlar,

Velhasıl ülkemizde daha bir çok atılımlar yapılmıştır. Bu itibarla,  ülkemizde kaos oluşturarak ileriyi karanlık gösterme gayretleri artık sonuç vermeyecektir. Sözde demokrasiyi eleştirenler; Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Ortadoğu’yu görsünler. Pandemi ve Dolar krizi, dünya ülkelerinin en başlı sorunlarıdır.

Galiba bizlere  düşen;  israfı önlemek, lüksü bırakmak, ülkemizi sevmek, birbirimize saygı. Kısaca, İslamın düsturlarına sarılmak. Saygılar.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi