Dönüşü Olmayan Özlem… Canım Babam…

Dünya bir denge üzerine kurulmuştur, hemen hemen hepimiz doğduğumuzda kendimizi anne ve babamızın sıcak ve sevgi dolu kollarında bulmuşuzdur. Fakat babamızın kucağında kendimizi daha güven içinde hissetmişizdir. Her zaman en güçlü, en iyi bizim babamızdır ya…

21 Haziran 2015 Pazar günü babalar günü kutlandı. Eminim ki bu gün hakkında da tıpkı anneler günü gibi ne desek ne yazsak az gelir. Hangi kelimelerin gücü yeter ki bu iki sevgiyi anlatabilsin.

Özellikle babalar gününü ben hiç yaşamadım,  çocuktum böyle günlerin olduğunu bilmiyordum. Bildiğim zamanda babam yoktu. Onun için babalar günü ne yapılır, nasıl bir histir hiç yaşayamadığımdan böyle bir tecrübem ne yazık ki olmadı.  Üzgünüm sizlerle bu duyguyu paylaşamayacağım.

Yaşamım boyunca eksikliğini hissettiğim tek şey babam ve sevgisiydi. Çok erken yaşta kaybetmenin acısını ve her aklıma geldiğinde içimi, yüreğimi sızlatan yokluğunu bir türlü kabullenemiyor hep bir tarafımı eksik hissediyorum.

Nice yıllar geçti babamı kaybedeli, artık saymıyorum.  Onun yokluğu ile ikiye ayırdım yaşamımı. Babamlı yıllar ve babamsız yıllar… Sonra da annem eklenmişti bu yıllara.  Daha ilkokuldaydım babamı kaybettiğimde çocukluk dönemimin bir kısmını yaşayabildim onunla. 2 Şubat 1973 günü korkunç bir boşluk bırakarak çok ani olmuştu bizi terk edişi.  Onu yeterince tanıyamadan sevgisine doyamadan hayata veda etmişti.

O acı günü çok iyi hatırlıyorum. Bir gün önce Balıkçıl köyünde ilk yıl öğretmenliğini yapan ablamı yarıyıl tatili dolayısı ile sabahın erken saatinde almaya gitti. Ablam karneleri dağıttıktan sonra öğlen civarı geldiler.  O gün karne almıştım ve çok mutluydum karnem çok güzeldi ve babam ödül olarak kol saati sözü vermişti, onu hatırlatmıştım.  Hak ettin kızım en kısa zamanda alacağım, demişti. Yorgun bir hali vardı. Evimiz mezarlığa çok yakındı. Babam anne ve babasının da mezarının göründüğü pencereden uzun uzun baktı ve bir iç çekti, sessizce dua etti. Üzülmüştüm o haline insanın anne ve babasının olmaması ne acıydı diye geçirdim içimden. Nerden bilecekti ki ertesi günü onların yanında yer alabileceğini. Babam o gün çok sevdiği içliköfteden pek yiyememişti. Kalp hastası olduğu için tuzsuz yemek yerdi. Rahmetli annem yedi adet babam için tuzsuz köfte yapmıştı. Sadece iki tane yiyip kalanını yarın yerim hanım çok yorgunum iştahım yok, demişti. O gün akşam çay da içmemişti ve erken yatayım da dinleneyim yarın sabah görüşürüz, iyi geceler, dedi ve yattı. 2 Şubat 1973 günü sabaha karşı babamı kaybetmiştik.

 Babam çocuklarına çok düşkün ve onların geleceğini düşünen, eğitime önem veren birisiydi. Öyle ki köy öğretmenlerinin kalacak yeri olmadığı için evin bir odasını yıllarca onlara tanzim etmiş ve ağırlamış. Çocuklarının okumasını çok isterdi. Hatta o dönemlerde ‘’Kız çocuklarını okutuyor.’’ diye tepki almasına rağmen o yolundan asla dönmemişti. Adeta geleceği görmüş ve iki ablamı öğretmen yaptıktan sonra vefat etmişti. Sanki yokluğunda maddi sıkıntı çekmeyelim ve diğer çocuklar da onların desteği ile okusunlar diye düşünmüştü. Nitekim öylede olmuştu.

Babam hayatta duruşu ile hepimize örnek olmuştu adeta. Bocaladığımızda, zorda kaldığımızda babam olsaydı ne yapardı, nasıl davranırdı düşüncesi çocuklarına hep yol gösterdi.  Evlatlarına kendine güvenmeyi, mücadele etmeyi, ayakta dimdik durmayı öğretmişti. Korkularımızın üstüne gitmemizi isterdi. Her zaman bizim için örnek bir babaydı.

Şimdi babalar gününü ve anneler gününü buruk ve yürek sızlatan hislerle geçiriyorum.  Yoklukları büyük acı, kabullenmek çok zor ama hayatın gerçeği böyle. Onların eşsiz sevgisi ve bizim onlara olan sevgimiz her şeye bedel.  Onları dönüşümü olmayan özlemle anıyor, tüm hayatta olmayan anne ve babaların mekanları cennet olsun. Nur içinde yatsınlar… Dualarımız her daim onlarla…

Hayatta olan babaların da bu özel gününü kutluyor, evlatları ile nice yıllar diliyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi