Deprem ve Takiyuddin Efendi..(1521 - 1585)

Bilim gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır.

Hacı Bektaş-i Veli

 

Adının yazılışından dolayı batılı kaynaklarda Arap kökenli olduğu ifade edilen Takiyüddin, 1521'de Şam'da dünyaya gelmiştir. VIII. Yüzyıla Suriye'ye yerleşmiş bir Türk ailesine mensup olduğunu, 1567-1568 yıllarında Nablus'ta yazdığı Reyhanetü'r Ruh adlı eserin sonunda verdiği seceresinde açıkça belirtmektedir.

Takiyüddin bin Maruf-i, Osmanlı Türkü hezârfen gökbilimci, mühendis, matematikçi ve mekanik bilimci. Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 1521 yılında Şam'da doğmuş, Mısır ve Şam'da yetişmiştir.

Padişah III..Murad Devrinde yaşayan Takiyuddin efendi tarihte adı pek bilinmeyen dâhilerden biri. Avrupa sanayi devrimin temeli sayılan Buhar Kazan sistemini Avrupalı bilim adamlarından çok önce geliştiren Takiyuddin efendi Osmanlı Devletinin ilk ve tek Rasathanesini inşa eden mucitti. Devrini aşan bilimsel çalışmalarla Padişah III.Murad'ın maddi manevi desteklerini kazanan ve müneccimbaşı olarak atanan Takiyuddin Efendinin dönemin Şeyhülislamı ve muhafazakar tarikat çevreleri ile yıldızı pek de barışmamıştır.

İLK OSMANLI RASATHANESİ

Osmanlı Devleti zamanında kurulan ilk ve tek rasathane III. Murat zamanında kurulan İstanbul Rasathanesidir.(Gözlemevi) Bu rasathane zamanının dünyada ki en modern gözlemevlerinden birisiydi. Fakat çok kısa sürede çalışmalarına son verildi hatta bir gece de yok edildi. Acaba neden?

Rasathanenin kuruluşuna öncülük eden bilim adamı zamanın en ünlü matematikçi ve astronomi Takiyüddin er-Raşit’ti. Kendisi Mısır’da eğitimini tamamlamış bir süre kadılık ve müderrislik yaptıktan sonra III.Murat’ın müneccimbaşılığına terfi etmiştir. Bu görevi sırasında III.Murat ile yakınlık kurmayı başaran Takiyüddin hükümdarın hocası Hoca Sadettin Efendi’nin desteği ile astronomi ve astrolojiye ilgi duyan padişahı rasathane konusunda ikna etti. Rasathane için gerekçe olarak Uluğ Bey’in rasatlarında bazı hatalar olmasını ve bu durumun da yapılacak yeni gözlemler ile düzeltilebileceğini göstermişti. III.Murat bu konuda Takiyüddin’e tam destek verdi.

Takiyüddin Tophane sırtlarında yapımına 1575 tarihinde başlanan ve 1577’de bir kısmı tamamlanan rasathanede gözlemlerine başladı. O, rasathanede araştırma ve gözlemler için gerekli bütün aletleri temin etmiş zengin bir de kütüphane oluşturmuştu. Rasathane iki ayrı binadan ve on altı personelden oluşuyordu. Takiyüddin o zamana göre oldukça ileri teknik ve hesaplamalar kullanarak gözlemlerde bulunmuştur. Mesela Ekliptik ile ekvator düzlemi arasındaki açıyı büğünkine çok yakın şekilde 23 derece 28’ 40’’olarak hesaplamıştır. Yapılan gözlemler not edilmiş ve bu konuda önemli eserler oluşturulmuştur. Araştırmacılar Takiyüddin ile aynı dönemde yaşamış Danimarkalı astronom TychoBrahe’den daha net ve daha kesin gözlemler yaptığına işaret ederler.

Bu durum uzun sürmedi. Bir takım kıskançlıklara bazı olumsuz bakış açıları da eklenince İstanbul Rasathanesinin ömrü çok kısa oldu. Bazı devlet adamları Hoca Sadettin’in ve Takiyüddin’in ön plana çıkmasına tahammül edemediler. Rasathanenin uğursuzluk getireceği konusunda, o tarihlerde dünyanın çok yakınından geçen kuyruklu yıldız ve veba salgınının bir uyarı olduğu iddia edildi.

İstanbul’da bir deprem olur. Bu depremi fırsat bilen Şeyhülislam Kadızade efendi ve bağlı tarikat çevreleri depremden Takiyuddin efendi ve rasathanesini sorumlu tutarlar. Halk arasına yayılan söylentilerde Takiyuddinin rasathanesinden göklerin sırlarını örten perdeyi kaldırmanın uğursuz bir haddini bilmezlik olduğunu; böyle bir gözlemevinin kurulduğu hiçbir devletin varlığını sürdüremediğini’’ söyledi.* Ayrıca  Cennet Meleklerini dikizlediği ve bu uğursuzluk yüzünden depremler oluştuğu iddia edilir ve halk isyanı çıkartılır..Rasathane il kuran ve astronomi ile uğraşan Uluğ Bey’in sonunun da felaketle bitmesi olayları padişaha delil olarak gösterildi.Rasathane hakkında ki son hüküm zamanın ünlü Şeyhülislamı Kadızâde’den geldi. Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi III.Murat’a ‘’yıldızların gözleminin felaket getireceğini ve halkın buna isyan edeceğini” söyler.

Padişah III. Murat halk isyanından da korktuğu için bütün bu iddialara paralel olarak Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa’dan İstanbul Rasathanesini bir gecede yok etmesini istedi. Verilen bu emir gereği rasathane bir gecede 21 Ocak 1580’de yerle bir edildi. Rasathane ile ilgili ne varsa her şey tahrip edildi yada yok edildi. Böylece bilim hurafelere yenildi. İstanbul Rasathanesinin çok başarılı çalışmalar yaparken asılsız idealarla sonucu yok edilmesi olayının duraklama döneminin başlarına denk gelmesi duraklamanın nedenlerinin işaretlerinden sayılabilir mi, ne dersiniz?Ancak bir gerçek var ki Osmanlının da sonunun başlangıcı bu olayla devreye girmiş oldu.

Bilim ve sanat uyuşamadığı ülkeyi terk eder. (İbn-i Sina)

 

Adnan GÜLLÜ

Tarih Araştırmacısı

 

Faydalanılan Kaynaklar:

1) Bilimin Işığında Osmanlıdan Cumhuriyete Tıp ve Sağlık Kurumları, Prof.Dr. Esin Kahya Prof.Dr.AyşegülD.Erdemir, TDV. 2000

2) İslam’da Bilim Ve Teknoloji Tarihi, Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, TDV 2009

3)Dünya Bülteni Dergisi

4)Osmanlı Astronomisine Genel Bir Bakış, Dr. Yavuz Unat,

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi