Jülide DEMİRTAŞ

Jülide DEMİRTAŞ

Cenin Konumundan İhtiyarlığa

Dünyaya gelişimiz bir olaydı. Dokuz ay boyunca beklenen, özenle muhafa edilen ,gününü bekleyen cenin olan insan, Allah’ın ruhundan üflediği canla can bulur.

Annenin yediği besinle beslenen, yediği içtiği ayrı gitmeyen cenin, dünyaya geliş gününe kadar ki sürede kendini tamamlamaya çalışırken, büyürken o kadar huzurlu ve dünyanın en rahat yerindedir.Tabi ki annenin moral ve ruh olarak iyi olması anne karnındaki yerinde rahat hareket etmesini, mutlu bir cenin olarak gününü beklemeye devam eder.

Dokuzuncu ayın sonunda bir can, bir bebek, bir insan gelir mucize gibi .Küçücüktür. Savunmasız. Korunmaya muhtaç. Beslenmeye ihtiyacı olan, temizlenmeye muhtaç. Ama bir o kadar da sevimlidir ki , bu sevimliliği verdiği küçük küçük sıkıntıları vız gelir tırıs gider anneye. Akşamın alacasında ciyak ciyak uyanıp huzursuzlanabilir, gecenin bir yarısı sabaha karşı ateşlerle ağlayabilir, bir yanı yöresi ağrır bir türlü söyleyemez. Canı ne istiyor söyleyemez. Toprağa dikilen bir mini fide gibi; bebekte aile içinde itimamla bakılan küçük bir fidedir.

Her insanın dünyaya gelişi ve durumu aynı. Hepimiz bir zamanlar cenindik, bir bebektik, bir gençtik, şimdiki yaşımızdayız. Bir fark yok.

Norveç’te doğum yapan anneye bir yaşına kadar kullanabileceği bir kutu hediye ediyor devlet. Böylece dünyaya gelen her bebek aynı şartlarda bir bakıma farksız yaşını tamamlıyor. Bebek kutuda yatıyor ve verilen ihtiyaç malzemeleri kullanılıyor. Gelişmiş ülke olmak güzel şey vesselam.

Artık soluduğumuz havaya ortak olan çocuk hergün gelişiyor, serpiliyor yetişkin olma yolunda dağarcığını dolduruyor. Üç yaşına kadar verilen bilgi ve beceriler kalıcı oluyor. Sonrasında verilenler oluşan bu bilgilerin üzerine inşa ediliyor.

Bu her insan da aynı özellik. Heybenize ne koyduğunuza bağlı. Her bulduğunu değil de net olan, faydalı bilgi ve becerileri yüklemek iyi tecrübe oluyor.

Kendi gerçeğine kavuşmak için deneme yanılma yolunda ilerliyor bazen yalnız bazen yoldaşla. Lakin denemeler iyi ya da kötü yine tecrübe olarak heybede yerini alıyor.

Bazen soluklanmalı hayat yolunda nerden geldim ve nereye gidiyorum?

Benden beklenen ne?

Ben ne kadarım?

Ne başardım?

Neresindeyim hayatın?

Tecrübem ne?

İstediğim yerde miyim ?

Sorular çoğalabilir ve çoğaltılabilir. Önemli olan hayattan aldığın haz ve mutlulukla ölçülebilir.

Hergün kahır, her gün şah damarına kadar üzgünlük varsa, bulduğuyla yetinmiyorsa , elinde kilerin kıymetini bilmek gibi bir zihniyete sahip değilse mutsuzluk ve acıların çocuğu olmayı seçmiş ve hayata karşı doyumsuz olmuşsa bu insanın kendi suçu.

Hayat herkese eşit imkanlar tanımıyor bu doğru. O zaman mutsuz kimse kalmazdı. İyiler ve kötüler var. Edepli olan var, edepsiz olan var. Haysiyet ve onurunu yüksek tutan var, tutmayan var.

Hiç bunlar aynı kefeye konur mu ?

Şahsiyetiyle bir yeri işgal edenler, edebiyle uğurlanır.

Tam tersi durumda ise yine çevre gerekeni yapacaktır.

Dünyaya geldin insanoğlu !

Bir canın bir bedenin bir aklın var. Dümende sensin. Nereye gideceğine, ne yapacağına, hangi geziye çıkacağına, neye ,kime inanıp inanmayacağın tamamen sana bağlı.

Ömrün hepten sonsuz değil bilesin!

Bir sonu var canında , bedeninde…İşte o gün gelmeden yaşa ki, yaşatasın. Ruhunun derinliklerini anla, kendini bil, sorumluluklarını bil. Bil ki verilen ömür sonsuz değil. Sonu meçhul belki şu an, belki bir akşam alacasında. Kimse bilmez, miadı.

Kaderin yol seçmektir. Elinden geleni yapmaktır. Doğrularına güvenmektir. Kendini kalıcı sanma , Firavun bile eli boş gitti. Süleyman’a bile kalmadı dünya, sana mı kalacak ?

Gelenler gidecek ki, yeni gelenlere yer açılacak. Onlar dünyayı yönetecek ve yaşayacak.

Haydi öyleyse elinden, dilinden ,sözünden kimseyi incintme, Edeple gelen edebiyle uğurlanır.

Selam ve sevgiler…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Jülide DEMİRTAŞ Arşivi