Buradan Bize Ekmek Çıkar Mı Ağa?

Türkiye gündemine bomba gibi düşen yolsuzluk operasyonunu bugün bütün önyargılardan ve bütün komplolardan arınarak değerlendirmeye çalışacağım.

Operasyon, her çevre için farklı anlamlar ifade ediyor. Kimileri de bundan nasıl nemalanacağının, bunun oluşturduğu ortamı sandığa nasıl yansıtacağının hesabını yapıyor.

Olayı değerlendirenler, işin içinde kimlerin parmağı olduğunu, kumandanın kimde, uygulayıcıların kimler olduğunu deşifre etmeye çalışıyor.

Bazıları dış bağlantıları genişlettikçe genişletiyor; İsrail, İran, ABD ve daha başka ülkeler…

Özellikle Halk Bank’ın işin içinde olması, bu bankaya “kıl olan” ülkelere doğru yönelmemizi sağlıyor. Bunlar özellikle İsrail ve ABD.

Sonra işin içine cemaat giriyor.

Pensilvanya’da düğmeye basan Fetullah Gülen’in, yargıdaki ve emniyetteki, “yakınlarını” kullanarak AK Partiyi zora sokacak adım attığı söyleniyor.

Hatta bazıları da Fetullah Gülen’in bilgisi dışında, cemaatin derin yapılanmasının hükümeti düşürmek için CHP-Ergenekon-illegal örgütlerle bir olup, operasyona başladığını söylüyor.

Dikkat ederseniz, hepsi “Operasyonu yapan” ve “yaptıranlarla” alakalı…

Bir de operasyon yapılan taraf var elbet…

Yani üç bakanın oğlu ve Fatih Belediye Başkanından dolayı direkt olarak AK Parti ve hükümet…

İşadamları ve diğer bürokratlar da AK Partiyi harcama adına kullanılan konu mankeni mağdurlar…

Bütün bunlar doğru değil ama bütün bunlar yalan da değil.

İşin doğrusu hangi pencereden bakıp, kimleri koruma içgüdüsüyle veya kimleri suçlama psikozuyla olaya baktığınızdır.

Eğer AK Parti’ye gıcık olanlardansanız, “Yüzyılın yolsuzluğu” olarak olaya bakabilirsiniz. Bu arada belgelerin sahteliği, operasyonun “düzmece” olması, planlı bir oyunun bir parçası haline getirilen ve sonuca gitmeye değil, “çamur at izi kalsın” düşüncesinin bile sizin için bir anlamı olmaz.

Çünkü siz, AK Partiyi bir şekilde alaşağı etmenin yollarını arayanlardansınız.

Daha önce bunu denemiş olanlarla kol kola, gönül gönüle bile olabilirsiniz.

Ergenekon’u sevmişsinizdir, sırf bu yüzden…

CHP’nin “Terör örgütü avukatlığı”na soyunmasını bile hoş görmüşsünüzdür, sırf bu yüzden…

Ya da Gezi’ye çıkmışsınızdır, bazen romantik, bazen olabildiğince anarşist şekilde…

Hazırlanan bütün darbe planları sizin için aşk mektubu kadar önem atfetmiştir, kim bilir…

Ama hiç birisi olmayınca bu operasyondan medet ummak gerektiğini düşünürsünüz; buradan bize ekmek çıkar mı ağa?

***

Ama ya AK Partiliyseniz…

Kesinlikle kurulan bir komplodur…

Bütün dış ve iç mihraklar toplanmış, AK Partiyi ve hükümeti alaşağı etmenin hazzını yaşamak istemektedir.

Bir tezgâh vardır ve sahneye bildik oyun sürülmektedir.

Üstelik bu defa devletin memurları, hükümete karşı “karanlık odaklarla” güç birliği yapmaktadır.

***

Ama her ikisinden de arınmış biriyseniz işiniz daha da kötüdür.

Hayal edemeyeceğiniz paralarla yatak fantezisi kurmanın nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz.

Hiçbir aklı başında kişinin eve koyamayacağı kadar bol sıfırlı paraların evde tutulmasına da anlam vermezsiniz.

Fırından yeni çıkmış paraları, ayakkabı kutusuna koyarak, farklı bir kokuyla bütünleştirmenin altında yatan derin anlamları sorgulama gereği bile duymazsınız…

Parayla poz vermenin, çiğ köfte partisini resmetmek kadar samimi, eşin veya sevgilinle el ele tutuşarak verdiğin poz kadar romantik olabileceğini düşünürsünüz.

Parayla saadetin nasıl olacağını belki hayal edersiniz.

İki gönül bir olunca değil, bakan oğlu olunca samanlığın seyran olacağını düşlersiniz.

Hazır yılbaşı da yaklaşıyorken, bir Milli Piyango bileti alıp, büyük ikramiyeyi tutturunca aynı pozları vermenin hesabını yaparsınız.

***

Bütün bunları düşünür, hesaplar, hayaller ve beklersiniz…

Ama asla insanların ne kadar açgözlü olabileceğini, ne kadar zaaflarının olduğunu, ne kadar alçalabileceğini veya yükselebileceğini düşünemezsiniz.

Çünkü o parayı görünce ayakkabı kutusunu kapıp, bankaya doldurmaya gidersiniz.

Zira elinize geçse aynı pozu verecek olanlara potansiyel bir aday olabilirsiniz.

O paraların çalınıp çalınmaması, yolsuzluk yapılıp yapılmaması sizi çok da rahatsız etmiyordur belki…

Belki rahatsız eden o “güzelim” paracıkların sizde olmamasıdır!

Yanıldığım insanlar ne mutlu, biliyor musunuz?

 

Tweetimden seçmeler

Hükümet, bu operasyonu hayra çevirmek istiyorsa bağırsaklarını temizleme yolun seçmeli. İçişlerindeki dosyalar daha fazla beklememeli.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi