A.Süreyya Durna

A.Süreyya Durna

Biz De Kaygılıyız!

Dokunuş          

Suyu her dem bulandıran, bunlardır!

İşi her dem sulandıran, bunlardır.

Kısırdöngü etrafında durmadan;

Halkı her dem dolandıran, bunlardır.      

A.S.D     

Çok hem de çok!

       Alabildiğine kaygılıyız! Edirne’den Kars’a, Antalya’dan Sinop’a; yediden yetmişe ve yurt bütünlüğü içerisinde külliyen kaygılıyız!

       Kimlerden mi?

        Nerede ve ne şekilde duracağı, kimlerin kışkırtmalarıyla kudurup saldıracağı pek bilinmeyen… Sokak serseriliğinden başka, zibidilikten başka, uyuzluktan başka sermayesi bulunmayan… Akıl tutulmasıyla aklı pisliğine karışmış ve pislik uzmanı çapulcu sürülerinden kaygılıyız!

       Katiyetle korktuğumuzdan falan değil! Kaldırımda yürürken, parkta otururken, pazarlardan alışveriş yaparken; üstümüze başımıza necaset bulaştıracaklarından kaygılıyız!

       Hiç ama hiç kabullenemediğimiz, nazar-ı dikkate almadığımız, var sayıma ya da adam yerine koymadığımız ve sürekli küçümsediğimiz; soytarı kılıklı…  Çarpılmış suratlı… Ar, namus mefhumundan habersiz… Diğer bir ifadeyle adları sanları müptezellikle anılan sanatçı müsveddelerinden kaygılıyız!

       Çünkü palazlandıkları kanallar da örfümüzü, inancımızı… İsimleri tarihe altın harflerle, yüreklerimize ise sevgiyle kazınan örnek şahsiyetlerimizi… Ayrıca iyiliğine, güzelliğine şahadet ettiğimiz bilcümle değerlerimizi edepsizce aşağılayan aşağılıklardan… Daha da ötesi, topunun oyu Toroslar da koyun otlatan çobanın oyuna bedel teşkil etmeyen bu cühelâ takımından açıkça kaygılıyız!

       Her ne hikmetse tabelasında “halk” ibaresi yazdığı halde, halkla bir türlü yıldızı barışmayan ve barışık yaşamaya da yanaşmayan… Hatta “kinim, dinimdir!” yobazlığından hareketle her fırsatta halktan rövanş almaya kalkışan… Huzurdan ve refahtan… Din eksenli yaşam biçiminden… Demokrasiden ve sandıktan pek hoşlanmayan… En kötüsü de ortamı germenin dışında bir işe yaramayan CHP’den fevkalâde kaygılıyız!     

          Kazandıkça azmanlaşan, sömürdükçe şirretleşen baronlardan

          Kan dökmede kasaplaşmış Şaronlardan

          Yurdumuzu yakma azmindeki Neronlardan…                                  

       Bir de bunlardan hâlâ medet uman moronlardan, serapa kaygılıyız!

       İlaveten vakıf mallarını, ormanlık arazileri, maden rezervlerini, sahilleri, adaları zimmetlerine geçirmeleri yetmiyormuş gibi… Şairin; “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul/ Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” tanımlaması kendilerini kesmiyormuş gibi…  Karunlaşmada sınır tanımayan aç gözlü bir avuç mutlu azınlığın anırıp çifte atmalarından nicedir kaygılıyız!

       Ve yine ilaveten, “Ordu göreve !” pankartları taşıyarak affedilmez, unutulmaz bir aymazlığa ve alçaklığa imza atan; keza böylece içlerindeki darbecilik ruhunu hortlatma teyakkuzu ile sütre gerisinde bekleşen aktörlerden, rektörlerden, sektörlerden, faktörlerden de kaygılıyız!

       Nitekim ”Can çıkmayınca huy çıkmaz!” demiş atalarımız.

         Ayrıca, “İt ölür, kuyruğu dik ölür!” buyurmuşlar.

       Şu an itibariyle çoğu kuyruğunu indirmiş görünse de, evvelemirde ve ilk kargaşada; kiralık kalemleriyle alesta duran basit kişilikli çemkirmen, enkırmen gazeteci- yazar bozuntularından hele çok kaygılıyız!

       Zira omurgasızlıklarından mülhem, kuyruklarını dik tutmaları; dik durmaları anlamına gelmiyor.

       Sürekli içe dönük düşmanlıkta, dış düşmanlarımıza rahmet okutacak derecede dışa bağımlı ve dış koordineli ÇYDD’den, ADD’den,  DİSK’ten KESK’ten, TMMOB’den, TTB’den, YARSAV’dan, HALK EVLERİ’nden, BAROLAR BİRLİĞİ’nden, illegal BASIN KONSEYİ’nden ve kısaca ortak harekette birbirlerinin aynısı hükmündeki kuruluşlardan büyük oranda kaygılıyız!

       Ülkemize, insanımıza, bütçemize, geçmişimize ve geleceğimize en ufak bir katkı sağlamayan; sıkıntı ve sıkletten gayrı, çıngardan gayrı nitelik taşımayan katı Kemalistlerden ve de laikçi lümpenlerden ikrah ölçüsünde kaygılıyız!

       Önemli ölçüde ve müteessir manada, bir şeyden ziyadesiyle daha kaygılıyız!

       O da mevcut hükümetimizin, şer güçlerin süflî propagandası ve baskısıyla polisimizi pasifize konuma iterek; palyatif tedbirlerle terörün üzerine yumuşak yumrukla gidiş biçimi ki; işte bundan mütemadiyen tedirginiz ve hat safhada kaygılıyız!

       “Görünen köy kılavuz istemez’miş.

       Parmağınızı uzattığınızda elinizi, elinizi uzattığınızda kolunuzu, kolunuzu uzattığınızda bedeninizi ve sonra da kellenizi isteyeceklere duygusal davranmanın, esnek davranmanın geçerli bir mantığı yoktur.

       Hâsılıkelâm, sabrında bir sonu olmalı, şımarıklığın da…  Temennimiz, uzatmadan icabına bakıla ve haklarından tiz geline!

       “Ettekrarü kelahsen/ velevkâne yüz seksen” mucibince:

       Evet, kaygılıyız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
A.Süreyya Durna Arşivi