BİR EDEBİYAT ORTAMI OLARAK KAHRAMANMARAŞ

Mehmet Taş’ın teklifiyle MARAŞGÜMDEM’ de yazmaya başladım. İstiyorum ki Kahramanmaraş ve ilçelerinin kültürüyle ilgili yazılar yazayım. Uzun süre memleketten uzak olduğum için Kahramanmaraş’ta yöre kültürüne ilişkin yayımlanmış eserlerden hem haberdar olmak hem okumak hem de  yazılarıma kaynak olmasını istedim.

Mehmet Taş’ın tavassutuyla 12 Şubat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Serdar Yakar’la irtibat kurduk. Serdar Yakar sıradan bir bürokrat değil bir kültür adamı, onlarca kitabı olan bir yazar. Bana 12 Şubat Belediyesi Yayınlarından bir koli kitap gönderdi. Yakar’ı kültürel hizmetlerinden dolayı kutluyor ve gönderdiği kitaplardan dolayı çok teşekkür ediyorum.

Kitapları okurken şunu düşündüm. Keşke bu kitapları aynı zamanda yayınevleri basabilse ve herkesin ulaşmasına fırsat verilse. Çünkü Belediyenin bu tür hizmetleri her türlü takdirin üstünde olmakla beraber kitaplar daha geniş bir çevreye yayılamamaktadır. Diğer yandan kültür hizmeti kapsamında bir ücret alınmadan dağıtıldığı için çoğu zaman bu kitapların kıymeti de tam bilinmemektedir.

Bana gönderilen her kitap ayrı ayrı takdire ve anlatılmaya değer niteliktedir. Ancak ben bugün Kahramanmaraş’ta Cumhuriyet Dönemi Öncü Şairler kitabının bendeki çağrışımlarından bahsetmek istiyorum.

Kitabı okurken Kahramanmaraş’ta görev yaptığım günlere gittim. 1981-1983 yılları arasında K.Maraş Sağlık Müdürlüğünde çalışmıştım. O dönemde mahalli gazetelerin duayeni A. Saim Emirmahmutoğlu ile tanışmıştım. O beni K.Maraş Bab-ı Ali’sindeki  tüm kalem sahipleriyle tanıştırdı. Halen o dönemde tanıştığım ve büyük değer verdiğim Ahmet Doğan, Hasan Ejderha, Hasan Keklikçi, Ali Yurtgezen, İsmail Göktürk ve daha birçok dostla muhabbetimiz devam eder. Ne zaman bir araya gelsek kaldığımız yerden devam ederiz. O dönemde yaşadığımız edebiyat sıcaklığı araya giren zaman ve mekân nedeniyle bizim muhabbetimizi soğutmamıştır.

Özellikle A. Saim Hoca’nın yazı yazmamda hem büyük teşvikleri hem de katkıları olmuştur. Turizm isimli aylık bir gazete çıkarırdık. Yazdığım yazıları önce A. Saim Hoca’ya gösterirdim. Yazıyı dikkatlice okurdu. Sonra biraz düşünürdü ve bana şöyle derdi. “Durdu sen bundan daha iyisini yazabilirsin.” Ben “Nasıl yani hocam?” diye sorduğumda biraz espri yaparak “Onu bilsem ben yazarım zaten” derdi. Böylelikle kendi kendimi yetiştirmem konusunda bana şevk verirdi. Onun sayesinde düzgün, anlaşılır bir üslup oluşturmaya çalıştım.
Bir sohbetimizde A. Saim Hoca, “Durdu Bey, bir yazı yayımlandıktan sonra senden çıkar. İnsanlar bu yazıyı bir şekilde anlarlar. Eğer yanlış ve farklı anlarlarsa hiçbir kimseye gidip ‘Ben bu yazıyı şu anlamda yazmıştım, ben burada şunu kastetmiştim.’ deme şansın yok. Bu nedenle nasıl anlaşılmasını istiyorsan, o şekilde yaz. Söylediğin sözden ziyade, nasıl anlaşıldığın daha önemlidir. Düşüncelerin ve söylemek istediklerin neyse onu açıkça yaz. Sonradan izah etme şansın yok” demişti.
Saim Hoca’nın matbaasına Hayati Vasfi Taşyürek gelirdi. Hayati Vasfi iri cüsseli, fötr şapkalı, tiyatral edalı bir şairdi. İçeri girer girmez durumla ilgili irticalen bir dörtlük döktürürdü. Keşke mümkün olsaydı onları kaydedebilseydim. Yine Saim Hoca, Işık Gazetesini çıkaran Şeref Turhan’la tanıştırmıştı. Şeref Turhan çok nezaket sahibi bir insandı. Bir gün gittiğimde Şevket Yücel oradaydı. Beni tanıştırdı. Sanki önemli bir yazar ve şairmişim gibi davranıyordu ve beni öyle takdim etmişti. 
Saim Hoca matbaasının anahtarını bana vermişti. Matbaa sanki benim sahibi olduğum özel büro gibiydi. Edebiyatçı dostlar gelirdi. Bol bol dağ çayı içer, edebiyat sohbeti yapardık. 
Edebi bir muhit olarak K. Maraş yedi güzel adamla sembolleştirilmiş sanki biraz da sınırlandırılmıştır. Oysa K. Maraş’ta edebiyat sevdalısı nice yedi güzel adam vardır. Kendilerine “dükkân ehli” diyen edebiyatçı dostlarım oranın yaşayan yedi güzel adamlarındandır. Maalesef bizde insanların kıymeti ancak öldükten sonra bilinmektedir. Oysa asıl olan yaşarken insanların kadrini kıymetini bilmektir.
Serdar Yakar’ın hazırladığı 12 Şubat Belediyesince üç cilt yayımlanan “Öncü Şairler”, “Günyüzü Şairleri” ve “Mahzun Şairler” kitapları şairler diyarı olan yörede yeni usta şairlerin ortaya çıkmasına büyük katkı sağlayacaktır.
K.Maraş’lı dostlara gönül dolusu selamlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Durdu Güneş Arşivi