Belden Aşağı Ama Tam Yerinde!

Prensip olarak tartışmalarda belden aşağı vurulmasını sevmem. Tartışma konunuz neyse, bütün konuşmalar ve örneklemeler o kapsamda sürüp gitmeli. Bu çok ağır da olsa, eskiye dönüp, kirli çamaşırlar ortaya dökülmemeli.

Ama bu defaki biraz farklı…

CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızıyla ilgili çirkin bir tweet attı.

Taksim’de palalı dehşet saçan esnafa gereken ceza verilmediğini veya duyarsız kalındığını belirterek, işin içine hiç alakası yokken, Sümeyye Erdoğan’ı katarak çirkinlik yaptı.

Tepkiler üzerine tweeti kaldırdı.

Sonra CHP’den özür geldi.

Diğer partilerde bu çirkinliğe tepkisiz kalmadı, milletvekilini kınadı.

Ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Yıldıray Sapan’la ilgili eski bir davayı ortaya atı.

Çok da eski değildi aslında. Henüz 2 yıllık bir olaydı.

Ama konuyla alakası yoktu diye şık bulmadım.

Buna rağmen de “hele şu mahkeme tutanağını okuyayım” diye bir merak sardı.

Ve o mahkemeden sonra mecliste verdiği önerge veya tepkilere göz atmak yerinde olurdu.

Yoksa CHP’nin Antalya Milletvekilini kim tanıyacaktı?

Tanımamız için kendisi ortaya çıktı.

Çirkin bir paylaşım yaptı ama çok daha çirkinliklerinin olduğu ortaya döküldü.

Düşünebiliyor musunuz hamile eşini döverek, yavrusunun düşürmesine neden olmuş.

Hem de alkolik bir şekilde.

Kafası ayık değil, ne yaptığını bilecek kadar sağlıklı düşünecek bir durumu yok.

Bir sevginin ürünü yavrularının doğmasını, onu besleyip büyütmelerinin hayalini bile kurmuş olabilirler.

Evlerine neşe saçacak bir çocukları olacak.

Yıllarca onun verdiği mutlulukla sevgileri artacak.

Sonra çocuk büyüyecek, evlenecek, belki bir makam sahibi olacak, önemli yerlere gelecek.

Ama bütün bunlar, Yıldıray Sapan’ın bir anlık zevkine kurban edilecek.

Hem aynı yastığa baş koyduğu eşini öldüresiye dövecek, hem hayalini kurduğu evladının da katili olacak.

Hepsi birkaç kadeh alkol için…

Allah korusun, birisinin başına böyle bir şey gelse ömür boyu bir daha o alkolü eline alacağını düşünemem.

Ama Yıldıray Sapan, düşünmekle kalmamış, hem uygulamayı sürdürmüş, hem de mecliste en çok tepki gösterdiği alkollü içeceklerle ilgili düzenleme olmuş.

Hatta “milletvekili kariyerinde” bir dönüm noktası olacak “ilk soru önergesi” de içki üzerine…

Sadece içki olsa iyi…

Hamile eşi Sedef Sapan’ı alkollü halde, hem de aracın içinde öldüresiye dövmüştü. Bu, 5 ay ceza aldığı mahkeme tutanağına şöyle yansımıştı; “Müşteki ile sanığın karı koca olup olay günü yemek yemek üzere dışarıya çıktıkları, alkol aldıkları, eve dönerken aralarında tartışma çıktığı ve tartışma sırasında sanığın mağdureyi araç içinde darp ederek…

Sapan’ın sicili, sadece içki ve dayakla sınırlı da değil, oldukça kabarık.

Rüşvet, haksız kazanç ve sahtecilikten mahkemeye de verilmişti.

Sapan’ın adı gizli kameralı rüşvet operasyonu ve sahteciliği de karışmıştı.

Resmi belgede sahtecilik, resmi makamlara karşı yalan beyanda bulunma ve haksız kazanç sağlama” kapsamında suç duyurusunda bulunulmuş, emniyetçe operasyon düzenlenmiş. Bu olayda iki CHP’li partiden ihraç da edilmişti.

***

Öncelikle hiçbir olayın bir diğeriyle ilintisi yok ama bir anlayışın ortaya dökülmesi adına kimin nasıl birisi olduğunu bilmeye gerek var.

Öncelikle Taksim’de eline pala alacak kadar çıldırma noktasına gelen esnaf, bunu bir gece yarısı gördüğü rüya üzerine yapmamış. İki aya yakın bir zamandır, birilerinin piyonu olan eylemcilerin bölgeye, işyerine ve ekmeğine verdiği zarar nedeniyle yapmış. Sadece o değil, o bölgedeki esnafın tepkileri de aynı gerekçeyle artarak devam ediyor.

Ama şu bir gerçek ki, ne esnafın eline pala alma hakkı var, ne göstericilere saldırma hakları. Ama aynı zamanda göstericilerin de esnafa saldırma hakları yok, onun işyerini dağıtma, dükkânını yağmalama veya ateşe verme hakları yok. Yine esnafın ekmeğiyle oynama, müşterilerini kaçırma hakları da yok.

CHP’li vekil, eğer çok dürüstse, palalı esnafa tepki gösterdiği gibi, göstericilerin esnafa yaptıklarına da tepki gösterir. Orada masum bir eylem yok. Tamamen terörist saldırılar var ve bu bir türlü bitmedi. Çünkü vekil de destek verdiğinden dolayı bu işi iyi biliyor olmalı; belki de olayların ödenen bir bedeli vardır, kim bilir!

Palalı esnafa tepki gösteren milletvekilinin,

Taksim’in yaşanmaz hale gelmesine ses etmemesi,

Hatta darbeye çanak tutulmasına kayıtsız kalması,

Mısır’daki darbeyi, ülkemizdeki iktidara gözdağı olarak gösterilmesine sessiz kalması veya destek vermesi bir şeyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Bazıları sırf kendi istedikleri olsun, sırf kendi keyifleri gelsin diye birkaç kadeh içip, öz çocuğunu öldürecek bir kimliğe bürünebiliyorlar.

Tıpkı gezi eylemcilerinin bir anda terör estirecek hale gelmeleri gibi…

 

Tweetimden seçmeler

Hiç kimse sizin sevdiğinizi sevmeye, nefret ettiğinizden köşe bucak kaçmaya mecbur değil. Buna siyaset veya ideoloji de dâhildir!

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi