M.Fatih ERDOĞAN

M.Fatih ERDOĞAN

BAYRAM İŞTE BU BAYRAM

Her yıl, Şubat’ın 12’sinde, Maraş’ın Bayramı vardır. Bu Bayrama yabancılar ‘Kurtuluş Bayramı’ deseler de Maraşlılar ‘Çete Bayramı’ derler. Tarihler 12 Şubat 2021’i gösterdiğinde Maraş, kurtuluşunun 101’inci yılını idrak edecektir. Bu vesileyle tüm Maraşlıların Çete Bayramını kutluyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Son yıllarda çocuklarımız ve gençlerimiz maalesef Milli Kültürden daha az beslenir hale geldiler. Bu durumun elbette çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlardan biriside gençlerimizin sürekli sosyal medyada gezinmeleridir. Sürekli sosyal medyada kalmaları Milli Kültürümüzden hızla uzaklaşmalarına neden olmaktadır. Çünkü Milli Kültür sosyal medyada çok az temsil edilmektedir. Bu yazı çocuklarımızın ve gençlerimizin Milli Bayramlarımıza daha fazla ilgi duymalarına katkı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır…

genc-ceteler.jpg

Eskiden her yerde olduğu gibi Maraş’ta da kış ayları çok soğuk geçerdi. İnsanların çoğu kış aylarında çalışamazlardı. Koca koca, evli barklı adamlar bomboş otururlardı. Şubat ayının yaklaşmasıyla birlikte ahaliyi tatlı bir telaş sarardı. Çünkü Şubat’ta Maraş’ın Çete Bayramı vardı. Çete Bayramları 1980’li yılların sonuna kadar batılı devletlerdeki karnavallar gibi kutlanırdı. Bayramı bir zümre değil köyleriyle, kazalarıyla tüm şehir kutlardı. Bayram kutlamaları en az bir hafta, on gün devam ederdi.   

Maraş’taki erkeklerin cümlesi, Maraşlı ustaların dokudukları kumaşların üzerine genç kızların işlediği sim sırma motifleriyle süslenen ve her birisi bir sanat harikası olan;  ‘içlik, aba ve şalvar’dan oluşan bayramlık giysilerini giyerler, bellerine; ‘ipek kuşak’ bağlarlar, ayaklarına; ‘Edik,’ başlarına; ‘keçe külah’ takarlardı. Bellerinde ‘kama,’ bir ellerinde ‘kılıç’ diğer ellerinde işgalci askerlerinin üzerine boşaltılmaya hazır ‘Tabanca veya Tüfekleri’ olduğu halde çıkarlardı sokağa.

Genç kızlar; ‘nakışlı gömlek, fermene ve şalvar’dan oluşan bayramlık kıyafetlerini giyerler, bellerine; ‘ipek kuşak,’  başlarına bin bir motif işlenmiş ‘yazma’ bağlarlar, ayaklarına; ‘gül şefteli yemeni’ giyerlerdi. Gelecekte her birisi bir ‘Hayme Ana’ olacak olan Maraşlı genç kızlar, bu kıyafetleriyle görenlere; ‘el değmemiş, ayak basılmamış kırlardan toplanan çiçeklerin saflığını, temizliğini ve güzelliğini’ yaşatırlardı.

Maraşlılar kurtuluş günlerinde kendilerine mahsus kıyafetleri, bayrak ve flamaları, davul ve zurnaları ve türküleriyle Ulu Caminin önünde toplanırlar, halaylar çekilir, oyunlar oynanır, sevinç naraları atılırdı. Sonra gözler kaledeki bayraksız bayrak direğine çevrilir, meydanda önce bir uğultu, sonra tam bir susuş yaşanır, sessizliğin en derin anında ise Rıdvan Hocanın o gür sesi duyulur: ‘Maraşlılar, kalemizde asırlardır dalgalanan şanlı bayrağımız olmadan Cuma namazı kılmak caiz değildir.’

Bu uyarıyla birlikte her mahallenin ‘En Yiğit Çeteleri’ bütün güçleriyle kalenin bulunduğu tepeye doğru koşmağa başlarlardı. Beş on dakika sonra kalenin bayrak direğine onlarca çetenin tırmandığı ve direğe bayrağın çekildiği görülürdü. ‘Bayrağı göndere kim çekerse, o yılın kahramanı o olurdu.’  Kalabalık, 22 gün 22 gece süren Maraş Harbinde can veren şehitler ve tüm geçmişleri için Fatihalar okur, dualar ederdi. Sonra, davullar ve zurnalar yeniden çalmaya başlardı. Meydanda kim varsa yeniden halaya düzülürdü. Halaylar çekilir, oyunlar oynanır, meydan yeniden bayram yerine dönerdi.

Bayrak hadisesi gerçekleştikten sonra Ulu Caminin önündeki Çeteler Valiliğin önüne doğru yürümeye başlarlardı. Resmi törenler Valilik binasının önündeki caddede yapılırdı. Protokol için valilik binasının önüne portatif bir tribün kurulurdu. Bayram törenine katılmak için Ankara’dan ve çevre illerden gelen resmi zevat (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, Gaziler) bu tribünde otururlardı. 

Resmi Tören; İlin Valisi, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı’nın halkı selamlamasıyla başlar, törene katılan Öğrenciler, Çeteler, Sivil Toplum Kuruluşları, Esnaf temsilcileri ve Askeri Birlikler tribündeki protokolü selamlayarak tören alandan ayrılırlardı. Esnaf temsilcileri bayramı izleyen halka ürettikleri ürünlerden atarak hareket ederlerdi. Bayramın gecesinde ise Askeri Birlikler tarafından düzenlenen ‘fener alayı’ ile bayram sona ererdi.

Bayram süresince halkın ve Çetelerin silah sıkması serbesti, bu serbestlik sadece Maraş’a mahsustu. Bir zamanlar Maraş’ta Çete Bayramı izleyenler; ‘Bayram işte bu bayram’ derler ve bayramın ihtişamı karşısında duydukları hayranlıklarını gizleyemezlerdi. Bundan bir asır önce Fransız ve yerli işbirlikçileri Ermeni işgali ve zulmü karşısında giriştikleri kurtuluş mücadelesinde şehit veya gazi olan ecdadımıza cenabı Hak rahmet eylesin. Ruhları şad olsun. Maraşlıların Bayramı kutlu olsun…   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Fatih ERDOĞAN Arşivi