Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Artuk Bey Oğlu İlgazi Bey Oğlu Balduk Bey

Doğu ve güneydoğu anadolu Türk devletleri yıkılıp yerine onlarca Türkmen beylikleri kurulmuştur.Selçuklular ve akkoyunlu ile Karakoyunlular büyük devletler olarak anadolunun doğu, kuzey  ve güneyinde yıllarca süren devletler olarak tarihte yerlerini almışlardır.Bu devletler var iken ve yıkıldıktan sonra, yerlerine kurulan büyük Türk devletlerine bağlı olarak yaşayan onlarca Türkmen beyliği tarihimizde bilinmektedir. Bu beyliklerin üç yüz sene den fazla yaşayanları ve para bastırıp adına hutbe okutacak büyüklükte olanları da var idi.

   Bu gün yurdumuzdan koparılıp önce Kürdistan ve ardından Ermenistan ve israile yamanmak isteyen anadolumuzun kuzey ve güney doğusu yüzlerce yıl bu Türkmen beyliklerinin yurdu olmuş burada Ermeniler ve gayri Müslim azınlıklar bu Türkmenlerin geniş müsamahası ile bu günlere kadar gelmişlerdir.

    Zamanımızdan yüzlerce yıl önce, Türkistanda kurulan ve oradan genişleyerek hindistana ve anadolu ile Kafkaslara kadar yayılan Türk devletlerinin büyük kısmı bu devletlerin yazışmalarında Farsçayı resmi dil olarak kullanmışlardır.Doğu Türklerinin bu farsça merakı yüzünden ve İslam ile dilimize giren dini tabirlerin yanında diğer arapça kelimeler ile karışmaya başlayan Türkçemizin içinden onlarca farsi lehçe meydana çıkmıştır. Bu lehçeler zamanla müstakil bir dil gibi konuşulmaya başlanmış ve ağırlık olarak Farsçanın etkisinde gelişen bu dilleri konuşan Türk boyları yeni dillerinin kültür etkisinin altına girmişler ve ana daldan koparak yeni milletler oluşturmaya başlamışlardır.

    Bu gün hazara adı ile anılan şii Müslüman olup en çok nüfus ile afganistanda yaşan Türkler, bu dillerindeki değişiklik yüzünden ana daldan nerede ise kopmak üzeredirler. 1930 lardaki büyük elçilerimizin feraseti ile Türk oldukları hatırlatılan bu kardaşlarımız bu günlerde gökte arar iken yerde bulduğumuz güvercinlerimiz gibidirler. Fakat diğer boylar hazaralar kadar şanslı olamadılar maalesef

    Tacikler ve sart lar, Özbek ulusunun farsi bir lehçe ile konuşan şehirli kısmının adıdır. Göçebe Özbekler öz dillerini muhafaza eder iken, şehir hayatında farsça ile konuşmaya zorlanan ve eğitimlerinin tamamını farsça ve arapça ile yapan bu kardaşlarımız zaman içinde Tacik adı altında farsi bir millet haline gelmişlerdir.Bu gün bu kardaşlarımızı her kim görse , hem sima olarak ve hem töre olarak Türk olduklarını teslim eder.Bu yazımda çok önceleri sart, nart ve hart adları ile ilgili bir çok yazı yazdığım için burada üstünde durmuyorum. İsteyen arkadaşlar bu adların anlamları ile alakalı yazımı aynı gazetedeki makalelerim içinde bulabilirler.

   Kurmançca, zazaca, sorca, lorca , peştunca v.s gibi daha burada adını yazmadığım başka küçük guruplarında konuştuğu ana etki farsça ile gelişen nice diller aziz Türk milletini parça parça etmiştir. Bütün bu dillerin kaynağı ise Farsçası horizm olan, Türklerin ise horasan adını verdikleri islamın ilk olarak Türkler ile temas ettiği coğrafyanın bize hediyesidir. Bu horasan dan yurdumuza gelen ve bu gün kendilerine horzum adını veren Türkmen oymakları anadolumuzun yer yerinde mevcuttur. Oğuzun beğdilli boyuna mensup bu insanların bir kısmıda, Horizm celaleddin şahın kardaşı, Şah ali Tekiş beyin adı olan tekiş oymağı olarak yaşamaktadırlar.

    Anadoluda Eksik beg oğlu artuk begin kurmuş olduğu Artuklu Türk devletide yüzlerce yıl anadoluda yaşamış, dağa, taşa ve her yere tamgasını vurmuş bir Türkmen devletidir.Bu devleti kuranlar yüzlerce yıl, oğul ve kızlarına Türk adlarını vermişler ve Türkçeyi kullanmışlar, fakat zaman içerisinde bu yerlerde onlardan önce yaşayan sahabenin kullanmış olduğu Arapçayı o günün alimlerininde etkisi ile  resmi dil olarak hem konuşmada ve hemde yazılarında kullanmışlar. Bu dil ikilemi zaman içinde buradada hem farsçanın  ve hem de horasandan itibaren bir kısım Türk boylarının oradan getirdiği farsi lehçenin de etkisi ile bir kısmı Kürtçe ve bir kısmıda arapça konuşmaya başlamışlardır.

     İşte bu gün bir kısmı Kürtçe konuşan bir diğer kısmı ise arapça konuşan balduk veya bulduk oğulları pırıl pırıl Türkmen olup, zamanının en büyük devlet çapında beyliğini kurmuş bir oymağın beylerinden inmişlerdir. Baldukların şeceresine il gazi oğlu Balduk (Süleyman) bey den başlar isek, sümeysat ( halk tabiri ile Samsat) hakimi olduğunu biliyoruz. Balduk bey hakim olduğu samsatı haçlılar karşısında tutunamayınca  para karşığı satmış, fakat haçlılarla savaşmaya da devam etmiştir. Babası ilgazi beg 1115 yılında meyyfarkini (Hilvan) sökmenlilerden alınca balduk (Süleyman) babasına tabi olarak buraya hakim olmuş

  Artuk beyin oğlu sökmenin kardeşi necmeddin ilgazi bağdad valiliğinden azledilince kardeşi sökmen gibi geleceğinin diyarbekirde olduğunu düşünüp diyarbekire yerleşmişti. Selçuklu sultanı Kılıç arslanın ölümünden sonra diğer kardeşi Alp Yaruk oğlu Alp yakutinin ölmesi üzerine mardine sahip olmuştu.Bu kayıtlar artuklular ile sökmenlilerin köklerinin bir olduğunu gösteriyor. Güney anadoluda hakim olan sökmenliler ile kuzey ve orta anadoluya hakim olan artuklular aynı ailenin fertleridirler.Antakyanın haçlılardan kurtarılması için hazırlanan ordu içinde gürbuğa, belek beg, balduk bek ve karaca bekleri görüyoruz.Bu da haçlılara karşı hem aynı soydan ve hemde akraba olan Türkmen beylerinin düşman karşısında bir araya geldiklerini görüyoruz.Maalesef düşman ortadan kalktıktan sonra tekrar kendi aralarındaki ihtilaflara dönmeleri bu atalarımızın dillerini ve törelerini kaybetmelerine kadar işi vardırmıştır.

    Bir zamanlar urfaya beraber girdikleri bozan beyin ölümü üzerine, ermeni toros urfaya hakim olmuş ve bunun üzerine sökmen bey Samsat hakimi balduk ile beraber torosun üzerine gidip urfayı tekrar Türkmen yurdu haline getirmişlerdir. Haçlılara yol gösteren, her bulduğu fırsatta kendilerine velinimet olan Türkmenleri arkadan hançerleyen Ermenilere ise kimin millet-i sadıka adını verdiğini çok merak ediyorum.

  Bir diğer kaynak ibn-ülm Adim ise, sümeysatın ilgazi nin oğlu süleymanın (balduk) elinde olduğunu yazar iken, mathieu ve haçlı müellifleri ise emir gazinin oğlu balduk adlı bir kimseyi gösterirler.Fakat hem ibn-ül Adimin bu kaydı ve hemde hadiselerin manası Balduk un, Artuklulardan olduğunu ve diğerleri gibi onunda bu havalide kendisine bir hakimiyet sahası aramış ve kurmuş olduğuna delalet eder.Lakin haçlı taarruzları karşısında Balduk memleketini muhafaza edememiştir.

   Türkmen beyliklerinin yüzlerce yıl bölgeye hakim olduğu, Selçuklu, Karakoyunlu ve akkoyunlu devletleri zamanında dahi büyük kısmının beyliklerini koruduğunu biliyoruz.Daha sonra bölgeye hakim olan Osmanlı ile, iranda kurulan Türk devleti safeviler arasında büyük çekişmelerin yaşadığı bu bölge Farsçanın ve özellikle sahabi zamanından kalan şehir dili olarak Arapçanın konuşulmaya devam etmesi ile buralarda yerleşen Türkmenlerde ya arapça veya Farsçanın etkisi ile horasandan itibaren gelişen farsi lehçeler olan Kürtçe,zazaca ve benzeri dilleri konuşmaya başlamışlardır. Türkçeyi unutan bu kardaşlarımız daha sonra konuştukları dile yakın kültüründe etkisi ile köklerini unutmaya başlamışlardır. Bu günlere şükürler olsun ki hem vergi ve nüfus kayıtları ve hemde özel insanların şecere kayıtları ile sözlü gelenekler sayesinde bu gün bu insanlar tekrar asıllarını öğrenmekte ve her yıl sayıları artan Türkmen dernekleri ile ülkemizin doğu ve güney doğulu şenlenmektedir.

    Eskilerin adları ve yerleri ile kısa bir bilgi vererek, ne günlerden bu günlere geldiğimizi daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum.1. kılıç arslan zamanında Amid (diyarbekir ) sahibi yınal oğlu İbrahim beg, siird emiri kızılarslan, erzen (Erzincan) emiri togan arslan bek, Harput emiri şahruh beg, Mardin beyi Artuklu ilgazi bek, Musul emiri Çökermiş beg, tarih ise  1100 lü yıllar.

   Erzen-i rum (Erzurum) begi toğan arslan oğlu kurt veya kurti (kurtuk) un gürcülere zalimce davrandığı İslam kaynaklarında yazılıdır. Bu beyin çoluk çocuk demeden katleden hristiyan gürcülere zalimce davranmasını yazan kaynaklar bunun sebebinide yazmışlardır. Gürcüler Kıpçak soylu Türkler olmasına ve daha sonra kuzeyden gelen başka Kıpçak orduları ile birleşerek, Müslüman olan bu kardaşlarına karşı din savaşı yapmışlar ve karşılıklı kıtaller olmuştur. Bu kayıtları tutan arap tarihçiler  Erzurum begi togan arslanın oğlu kurtuk, kurt veya kurti olarak kaydettikleri bir beyden söz ediyorlar demiştik. Bu günlerde med leri Kürtlerin atası olarak gösteren Avrupa kaynaklı bölücü yayınlar, kürt kelimesini medlerden, kurti ve kurtuk kelimeleri ile izah ederler. Fakat bakıp  görüyoruz ki kurtuk,kurti ve kurt olarak kaydedilen ismin atası togan arslan beyin bizzat oğludur.

     Buna benzen yüzlerce misal getirilebilir.Avrupa hristiyan devletlerinin ve benzeri Türk İslam düşmanlarının kendi içimizden bizi vuracak piyonlar bulmak için nerede ise ikiyüzyıl uğraştıklarını biliyoruz.Bu uzun süre içinde devletimizinde meseleye bigane kalması, meseleyi bilmeyen insanların hadisenin ciddiyetine yakışmayan çareler araması, bölücülüğün kangren haline gelmesine sebeb olmuştur.  Bu çalışmaları yapar iken, gerçekten olan bir milleti yok saymak için değil, içimizden başka bir millet devşirilmesine izin vermemek için yaptığımın şahidi Hz.Allah tır. Her şey Allah rızası içindir vesselam.

   Bu yazımı Kahramanmaraş'ta oturan Balduk bey ailesine ithaf ediyorum.14.04.2202

                                                             

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi