Asuman SOYDAN ATASAYAR

Asuman SOYDAN ATASAYAR

ANLAMLI YAŞAMAK İÇİN

Bugün memleket kokusu alarak yazılarıma başlayacağım için ayrı bir heyecan içindeyim. Sevdiğim bir işi düzgün bir ortamda icra edeceğimin bilinciyle selamlıyorum Maraş Gündem okuyucularını. İstek ve dilekler gerçeklerin ayak sesinden kaynaklanırmış. Ben buna çok inanırım. Yazılarımı severek paylaşacağım bir ortam dilerken bir vesile ile Maraş Gündem gazetesiyle yolumun kesişmesi ve Sayın Mehmet Taş Bey’in bana bu fırsatı sunması hoş bir tevafuk oldu. Mehmet Taş Beyefendi’ye ve  vesile olan değerli köşe yazarları arkadaşlarım Bekir Yılmaz ve Gülser Yaman’a  teşekkür ediyor,  Maraş Gündem’in tüm ekibine  başarılar diliyorum.

Ömür denilen süre su gibi akıp gidiyor, ne gözün yaşına ne yalvarışına bakıyor. Hayat yolu çakıl taşlarla döşeli. Biz de onun üzerinde düşe kalka yürüyoruz.. Her geçen gün sosyal yaşamın sunduğu çıkar alışverişleri, zaruretler, teslimiyetler, ezilmişlikler, itilmişlikler ve bunlar gibi içimize yaralar açan pek çok hengâme atlatıyoruz. Gönlümüzde tüten nice arzular, emeller, proje ve fikirler bu çarkın altında can vermiş veya vermekteler. Çoğunu ardımızda bırakarak yenilerine ümitle kucak açarak Veysel vâri yürüyoruz uzun ince bir yolda.

Ne gariptir ki, bu hengâme çarkını oluşturan da insan, çarkın dişleri arasında kalıp ezilen, inleyen de insan... İnsanoğlu karıncaya benzediği kadar ipek böceğine de benzer. Kendi ördüğü kozanın ipiyle asar kendini ama bundan haberi bile olmaz. Ne tuhaf değil mi; Büyük kafalı diye baş tacı ettiğimiz ilim adamları silah icat eder; siyaset adamları savaş ilan eder ve piyon rolü oynayan diğer insanlar da savaşarak birbirini vurur. 

Veya sosyal doku dediğimiz gelenek, görenek, ahlak, kanun, yasa gibi kuralları insanlar kurar ve yine bu kurgunun içinde yine insanlar ezilir, birbirini yer. 

İşte böyle sürüp giden hayatımızın her evresinin uyandırdığı farklı duygularımız vardır. Bu duyguları doyasıya yaşamak istiyoruz tüm çakıl taşlarına ve hengâmelere rağmen… Yaşamalıyız da.  Pekii doyasıya yaşamak için ne yapmalıyız? Nasıl olsa geçiyor, geçecektir, deyip suyu akışına mı bırakmalıyız yoksa akıntıya kürek mi çekmeliyiz?

Bu sorunun pek çok cevabı vardır ama ben sevgi dolu temiz bir ruh penceresinden bakmayı becerebilirsek her mevsimi doyasıya yaşayabiliriz diye düşünüyorum.  İçine kin, nefret, intikam, hasetlik gibi toksik maddeler girmeyen ruh dinamizmiyle yaşarsak ancak hayatı anlamlı kılabiliriz. Yunus,  “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” derken, sevginin ruh sağlığı için ehemmiyetli bir gıda olduğunun altını çiziyor.

Fikrindeki emelin; kumu, suyu, tüm harcı

Aşk küreği olmadan, karılması mümkün mü?

Uğraş, didin, çabala; yollar amansız sancı

Güdülen hedeflere, varılması mümkün mü? Demiştim ben de bir şiirimde.

 

Aşkla coşar yürek, sevgi getirir bize mutluluk içeren başarıyı ancak.

Sevgiyle karşılaşmanız, sevgiyle yaşamanız dileğiyle sevgiyle paylaşacağım ben de yazılarımı bundan böyle.

Maraş Gündem’ e Merhaba!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Asuman SOYDAN ATASAYAR Arşivi