Metin Acıpayam

Metin Acıpayam

Ali Avgın Kitaplarına Bütüncül Bakış

KAHRAMANMARAŞ KÜLTÜREL TARİHİ AÇISINDAN ‘HAN DUVARLARI’ SİNEMA-FİLM OLMALIDIR

Ali Avgın 3 kitap yayınladı.

Bu eserlerin 3’ü de bir konuya odaklandı. Bu konu, Türk Edebiyat literatürümüzde ‘dini-tasavvufi Türk Romanı’ üst başlığı altında incelenen dini içerikli romanlardan oluşmaktaydı.

3 kitabın 2’si roman, biri ise MARAŞ MEVLEVİHANESİ ismini verdiği akademik-araştırma ürünüydü. Bu araştırma eseri diğer iki roman çalışmasının ampirik (araştırmaya dayalı) sütunuydu.  KSÜ Hocalarından Mesut Bilginer ile yapılan bu müşterek yayın bir dönemin aydınlatılması adına önemli bir içeriğe sahiptir. Bu açıdan eseri araştırıcılara tavsiye ederim.

han.jpg

Gelelim Roman konusuna…

Roman, insan ya da insan topluluklarının başlarından geçmiş ya da geçmesi muhtemel olan sosyal, siyasî, psikolojik, ekonomik, askerî vb. olayların belli bir sisteme bağlı bütünlük içinde anlatıldığı hacimli, olay anlatımına dayalı metinlerdir.

Türk Dil Kurumu ise romanı şöyle tanımlar:

İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür.

Bu tanımlardan hareket ettiğimizde görüyoruz ki: ‘Romancı bir dünya kurar kendine. Kahramanıyla bu dünyada yaşar, konuşur…’ Adeta ‘bir insan yaratır.’ Sesiyle, kelimeleriyle mücessem bir insan… Olayların kurgusu, mekânın tasarımı yine romancının işidir.

186433-0.jpg

Ali Avgın romanlarını okudum.

Oldukça etkilendim, ‘Kayıp Sevda’da’ bir histerik akış içine düştüm. Ütopyalar sardı ruhumu, gerçeklikten koptum. Gönlüme ‘aşk’ sızısı düştü, gözlerimin bebekleri küçüldü, kalp atışlarım hızlandı. Bir aşkın terennümü, sevdaca yakarış, içsel sesleniş…

‘Bu romanın sahifeleri arasında gezintiye çıktığınızda kendinizi bir anda; Anadolu’nun kadim şehirlerinden Maraş’ta yüz yıllık bir gönül hikâyesinin içinde bulacaksınız.’ diyor Gazeteci Mehmet Taş.

Ve devam ediyor: Maraş Mevlevihane’si dervişlerinden Kahveci Hacı Ağa; mensubu olduğu dergâh ile gönlünü kaptırdığı Gülizar arasında kalır… Yasaklı yılların ibret dolu sahnelerini arasında dolaşırken, sır dolu bir aşk hikâyesine tanıklık edeceksiniz. Hacı Ağa’nın lezzetli kül kahvesini, Nasuh Efendi’nin üflediği ney sesiyle zevkle yudumlayacak, Tasavvufun ruhunuza ferahlık verecek aşk esintileriyle de kendinizden geçip, mest olacaksınız. Yazarın, Han Duvarları/Kalbe Düşen Kor romanında olduğu gibi bu eseriyle de kendisinden söz ettireceğinden eminim. Aşkın adı, tarihin gizli tanığı Gülizar…

HAN DUVARLARI SİNEMA-FİLM OLMALIDIR

Han Duvarları, büyük üstadımız Faruk Nafiz’in şiiriydi.

Yıllar sonra şiir gibi bir insan olan Ali Avgın bu şiirin peşine düştü. Ve şiirdeki hikâyeyi romanlaştırdı. Şiirden hareketle ‘şiir hikâyesinin romanlaşması’ nadir rastladığım ürünlerdendi.

Heyecanla okudum eseri ve oldukça etkilendim. Hacı Ali Özturan’ın deyişiyle ‘bir kaide kurmuştu Ali Avgın…’ Bir kaide, bir kale. Han duvarları şairinin kelimelerinin harcıyla yoğrulan bir kale.

Arka kapak yazısında şu ifadeler vardı: Han Duvaları Kalbe Düşen Kor; Maraş Mevlevihanesi Şeyhinin Oğlu Satılmış ile Aslı’nın yüz yıllık aşk hikâyesidir. Maraş’ta başlayan bu iki insanın büyük aşkı; Anadolu’nun Milli Mücadele dönemini yaşamış, hüzün ve sır dolu yolculuklarının, Han Duvarlarında son bulmasıdır.

Hatıralardan silinmeyen o zor günlerde yaşanan bu hikâyeyi okurken, sözcükler sizleri bir asır öncesine götürecektir. Anadolu’nun küçük şehirlerinin sokaklarında geçmişinizden izler bulacaksınız. Bir solukta okuyup bitireceğinizi düşündüğümüz bu roman, dilindeki sadelik ve akıcılık bir tarafa, olay örgüsü ve kurgudaki başarısıyla gönlünüzde yer edecektir.”

Bu kitap, DİZİ-SİNEMA FİLM olmalıdır. İçindeki milli unsurlar, gerçek bir aşk hikâyesiyle birleşince muhteşem bir kurgu çıkmış ortaya. Bu ve buna benzer projeler desteklenmelidir. Desteklenmelidir ki ANADOLU’NUN KÜLTÜREL TOPRAĞI filizlensin, topraktan SANAT fışkırsın.

51855833_10156843324403376_9156086112827998208_n.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Acıpayam Arşivi