Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

1923'DEN BUGÜNE HÜKÜMETLERİMİZİN BÜYÜME KARNESİ

Evvela çok kez birbirine karıştırdığımız, iktisadi büyüme ile kalkınmanın ne demek olduğunu belirtmemizde fayda olacak.

Büyüme, bir ülkenin sayısal olarak bir önceki yıla göre ürettiği nihai malların (Gayri Safi Milli Hâsıla) toplam % de değişimini ifade eder.

Kalkınma ise, sayısal büyümeden ziyade sosyo-kültürel, sağlıklı ve dengeli beslenme, çok yönlü insanı gelişmişlik endekslerini kapsar. Kalkınma toplumun yaşam standartları ve kalitesinin yükselmesi, insanların her bakımdan kendini mutlu hissettiği bir ortamı ifade eder. Bu bakımdan kalkınma büyümeyi kapsar ama her büyüme kalkınma demek değildir.

Sadece belirli kesimlerin ekonomik refah ve huzur içinde yaşadığı, gelirin adaletle tabana yayılmadığı, geniş halk kesimlerinin iş ve aş kaygısın da olduğu ülkelerde ekonomik bir kalkınmadan bahsetmek  mümkün değildir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri insani gelişmişliği artırıcı faaliyetleri hep ön plana almıştır. Cumhuriyetimizin ilk yılları  savaş sonrası harabeye dönen ülkede, top yekûn kalkınma seferberliğinin irade ve azmiyle doludur.

Nasıl büyüdük?

-1923 -1929 yıllarında ortalama büyüme oranımız %8.6,

-1927- 1938 yıllarında %  8.72,

-1930- 1938 arasında % 5.8,

-1939- 1945 Dünya Savaş yılları % 4.4,

Rekorlar içeren büyümemizi belirttikten sonra, çok parti döneminde ki büyüme karnemize de bir bakacak olursak; 

MENDERES DÖNEMİ  (1950-1960) % 6.30

DEMİREL DÖNEMİ (1965- 1971) % 5.90

KOALİSYON DÖNEMİ (1971- 1980) % 4.80

ÖZAL DÖNEMİ ( 1983- 1989) % 5.20

KOALİSYON DÖNEMİ (1990- 2002) % 2.60

ERDOĞAN DÖNEMİ (2003- 2020) % 5.17

1946- 2002 yılları cumhuriyet tarihimizin siyasi, ekonomik ve dış politika da en çalkantılı bunalımlı yılları olmuştur.

-1960 ve 1980 olmak üzere 2 askeri darbe -1971 askeri muhtırası,

-1970 de varili 1 $ olan petrolün 1980'e kadar 36 $'a çıkması, 

-1950- 1973 Kıbrıs olayları ve dış gerginlik,

-1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, Ambargolar, -1994 ve 2001 ekonomik krizleri, Asya krizi, Körfez Savaşı,

-1999  depremleri vs.

Buna rağmen 1946-2002 yılları arasın da Türkiye ortalama %5.1 oranında büyümeyi başarabilmiştir.

Bu açıklamalar ışığın da; Adalet ve Kalkınma Partisine diğer hükümetlere kıyasla en az badire gören hükümettir demek mümkündür.

Buna rağmen cumhuriyetin kuruluş dönemi büyüme hızına ulaşması mümkün olmadığı gibi, Menderes, Demirel ve Özal'ın da gerisinde kalması gerçekten  düşündürücüdür.

Üstelik daha önceki hükümetler döneminde çok duyduğumuz "enkaz devraldık!" tabiri yerine, mevcut hükümet 2002 de Merkez Bankasında 27.1 Milyar dövizi bulunan, büyüme hızı %6 olan avantajlı bir Türkiye ile 2003 de göreve geldi. İlaveten tüm zamanların rekoru 60 Milyar$ özelleştirme de yine aynı iktidar döneminde yapıldı.

 Türkiye kuruluşundan bugüne %5 oranında büyüyerek bugüne gelebilmiştir. Daha iyi olamaz mıydı? Elbette olabilirdi. Enerjide ki bağımlılık, ihracat yapmak için ithal etmek durumunda kaldığı ara mallar için döviz ihtiyacı, ödemeler dengesi, tasarrufların yetersizliği, yatırımlar için dış borçlanma her dönem ayaklarımızda ki prangalar olmuştur.

Rakamlar gösterdi ki; 2003 yılı öncesi hükümetlerin "Eski Türkiye" diye küçümsenmesine rağmen, o Türkiye'nin; büyümede bugün bile ulaşılması zor rekorların kırıldığı bir Türkiye olduğunu da unutmamak gerekir.

Onun için önce ki iktidarları yererken de, mevcudu överken de, abartıdan uzak uygun sözcükler seçmek gerekir. Bir devlet büyüğü hükümetlerden, iç barışı güçlendirici stayişli bir şekilde  "cumhuriyet hükümetleri" diye bahsederdi.

Kaldı ki, %5 büyüme rakamları bize artık az ve dar gelmektedir. Türkiye'nin her yıl asgari 1 milyon işsizine iş temini için en az % 7 iniş çıkışı olmadan istikrar içinde büyümeye ihtiyacı vardır. Böyle bir büyüme de bile, ekonominin "70" ' i olarak bilinen kuralı gereği ancak 10 yıl sonra ekonomimiz 2 kat büyüklüğe ulaşacaktır.

Peki, bu nasıl olacak, çok mu zor?

Birbirimizi senden-benden diye kırıp dökmezsek, kafamızı kendimize değil de, Türkiye'ye yoracak serdengeçtiler olursak  bence kolay...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi