15 TEMMUZ VE AMERİKA’DA KONGRE BASKINI

Altı ay önce 9 Haziran 2020 tarihinde “Amerika’nın Hali Ne Olacak?” yazımla; Amerika’nın bir iç savaşa gireceğini, kovboy Amerika’nın dünyadaki etkisini yitireceğine, ekonomisinin çökeceğine değinmiştim. İşte bu hususları doğrular nitelikte, Kongre baskını yapıldı. Trump seçimi kaybedince taraftarları harekete geçti.

Bilindiği önce Trump önce seçimlerde hile yapıldığını savundu ve mahkemeye başvurdu. Hakimler Trump’ın atadığı haklimlerdi. Buna rağmen mahkeme seçimleri iptal etmedi. Böylece Trump’a yolun sonu görüldü. Artık Trump’a taraftarlarını sokağa dökmekten başka çaresi kalmamıştı. 6 Ocak’ta taraftarlarını Washington’a büyük protestoya çağırdı. Akabinde taraftarları Kongreye saldırdı. Onlarca yaralı ve 4 kişinin ölümüyle baskın muhafızlar tarafından gecikmeli bastırıldı.

Dünya sanki yeniden Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimini izledi. Sanki Amerika Türkiye’deki senaryoyu Washington’da deniyordu. Galiba Trump, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a özenerek halkı sokağa çağırmıştı. Ancak iki olay farklıydı. Türkiye’de darbe girişimi vardı ve halk savunmadaydı, Amerika’da seçim kaybedilmiş ve taraftarlar taarruzda idi. Yani Trump yanlış kitleyi seçmişti. Halbuki sayın Erdoğan, Trump’a çok nasihat etmişti. Ama görülüyor ki Trump yanlış anlamış, dersini alamamış. PKK-YPG aldatması gibi. Zaten hükümetimizden de olaylardan üzüntü duyulduğu ve Kongreye baskının kabul edilemez olduğunu dile getirildi. 15 Temmuz da gerçekten ülkemiz büyük bir badire atlatmıştı. Baş sorumlusu ise hala ABD tarafından korunmaktadır. Yoksa korudukları FETÖ sorumlusu, Trump’a yanlış akıl mı verdi? Biden ise Cumhurbaşkanımıza karşı muhalefete destek vereceğini açıktan deklare etmesi büyük bir hata olmuştur. Biden’ın da Reisimizden alacağı dersler var. Başta içişlerimize karışmamasıdır.

Kovboy ülkesinin artık buz dağı erimeye başlamış ve dağılma sürecine girmiştir. Büyük Amerika artık muz cumhuriyeti olarak görülecektir. Biden, Kongreye saldıranları terörist ilan etmiştir. Bütün kurumlar değişmeli diye feryat etmektedir. Halbuki Türkiye’de yıllardır PKK teröristleri 30.000 ni aşkın kişiyi şehit etmişti ve bunları Amerika terörist kabul etmiyordu. Kendi insanları ölünce karşı tarafı hemen terörist ilan ettiler. Tabii Trump hakkında da azil sürecini başlattılar.

4 kişinin ölmesiyle koca Amerika batacak mı diyenler olabilir. Amerika tarihinde böyle olay ilk kez yaşanıyor. Zira Trumpizm diye fikir akımı oluşmuş,  devlet doktrini haricinde ezilenlerin birleştiği bir fikir akımı olarak devletle karşı karşıya gelmiştir. Görülüyor ki Amerika içerisinde bastırılmış kitle Trump’a oy vermiştir. Bu kesim klasik Biden yönetiminden pek hoşnut olmayacağı, bu itibarla sonuna kadar Trump’ın arkasında olacağını göstermektedir. Fransa’da sarı yeleklerin olduğu gibi artık yer yer Amerika”da Trumpcıların olay çıkaracağı görülecektir. Dünyaya ayar vermeye çalışan Amerika artık kendi iç işleriyle daha çok uğraşacaktır.

Amerika’nın bu haline elbette başta mazlum Müslümanlar sevinmektedir. Büyük şeytan taşlanıyor ve gazaba uğruyor. Biden ve ekibini zor bir süreç bekliyor. Amerika’nın imajını düzeltmek için yeni senaryolar ortaya konacaktır. Ancak artık “Mızrak çuvala sığmıyor”. Amerika kaybeden taraf olacaktır. Bu itibarla Türkiye’de darbe heveslisi olanlar varsa veya muhalafet Biden’in iktidar vaatlerine artık kanmasınlar.

Belki bir kesim bu olayları 11 Eylül ikiz kulelerine saldırı gibi senaryo olarak değerlendirebilir. Zengin ve güçlü ABD öyle kolay yıkılmaz diyerek umutlarını kaybetmek istemeyenler olabilir. Artık Amerika imajını düzeltmek için daha saldırıcı tutuma girebilir veya iç çekişmelerle boğuşabilir. Dünyaya demokrasi dersi vermek, sözde halkı özgürlüğe kavuşturmak için savaşlar yapan Amerika’nın artık muz cumhuriyeti olduğu ortaya çıkmıştır. Adaletsiz bir süper güç yıkılıyor, buna şahit oluyoruz. Umudumuz Türkiye.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi