18 Mart’tan 12 Şubat’a ve Küresel Terör

Türk tarihimiz şanlı kahramanlıklarla doludur. Yakın tarihimizde en son Çanakkale Zaferi akabinde Kutul Amare zaferi, Kurtuluş Savaşı ve 15 TEMMUZ ihanet kalkışmasının bastırılmasını sayabiliriz.

Türk tarafı, 18 MART 1915’te kazandığı zaferiyle Çanakkale’nin Boğazlardan geçilemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Kara harbiyle de hasta adam, dünyaya unutulmayacak bir ders vermiştir. Bu ders hem vatanın savunulması hem de insanlık dersi olmuştur. Cephede Türklerin düşmanlarına gösterdiği şefkati, esirlere muamelesi, unutulmamış ve daha sonra bu esirlerden bazılarının Müslüman oldukları bilinmektedir. Böyle bir savunmanın dünyada benzeri yoktur. En güçlü devletler, modern silahlarıyla hasta gördükleri Osmanlı Devleti karşısında aciz kalmışlardır. Kendi itiraflarıyla, “ Biz Çanakkale’de Türklerle değil onların Allah’ıyla savaştık ” demişlerdir. Onların onca gücü, teknolojisi, sayı üstünlükleri Türklerin iman dolu göğsüne çarptı.

Haçlı askerleri, 12 Şubat 1919’da ise Sütçü İmam’ın kurşunuyla muhatap olmuşlar, yine birlik olan necip milletin savunmasıyla Fransız ve Yunanlıları ülkemizden atmıştır. Yokluk içerisinde Türk milleti kahramanca ülkesini savunmuştur. Yedi düvel ile savaş yapılmış ve yine Allah Türk milletine yardım etmiştir. Çünkü bu millet, Müslümanların son kalan askeridir.

Günümüzde savaşlar, vekalet terör savaşlarıyla sürdürülmektedir. Çünkü düşmanlarımız tarihte şamar yemişler, bu kez bizi bize kırdırmak veya paralı askerler ile teröre destek vermekteler. Kovboy anlayışı kural yok, güçlüler kazanıyor. Sahte demokrasi ve devletçikler vaadiyle teröre destek verilmektedir.

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye saldırı düzenleyerek 49 kişinin şehit olmasına neden olan katil, 28 yaşındaki Hristiyan terörist Brenton Tarrant adlı Avusturalyalı saldırganın aşırı sağcı fikirlerle Neo Nazi ideolojisine yakın olduğu ve yedi yıl boyunca aralarında Kuzey Kore, Pakistan ve Türkiye olmak üzere çok sayıda ülkeyi ziyaret etmiş. Saldırgan ve 3 yardımcısı yakalandı.

Alınan bir habere göre Yeni Zelanda'daki saldırıyı düzenleyen katliamcının geçmişte bir süre Türkiye'de bulunduğunun belirlendiği ve katilin bağlantılarının araştırıldığı ifade edilmiştir.

Avrupa'nın çeşitli kentlerinde meydana gelen terör saldırılarından çok etkilendiği ve manifestosunu Neo Nazi ideolojisi ve Müslümanlardan nefret duygularıyla yazdığı, milliyetinin de İskoç, İrlanda ve İngiliz kökenli olduğu belirtiliyor. Müslüman ve Türk düşmanlarının basını şimdiden yanlı haberler yapmaya başladılar. Sözüm ona katilin etki altında kaldığı, Müslümanların yaptığı terörden etkilendiği gibi saçma sapan iddialarla katili savunmaya başladılar.

Aslında Yeni Zelanda’ dan ülkemize Çanakkale Savaşlarını anma için bir çok turist geliyordu. Haliyle bu ziyaret onlarda Türklere karşı bir hayranlık uyandırıyordu. Katili yönlendirenler planlı bir şekilde Yeni Zelanda’yı seçmiştir.

İskoç bir aileden gelen ve Avustralya'da doğan Brenton Tarrant isimli saldırgan, 70 sayfalık bir mesaj yayımlamıştı. Mesajında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan aşağılık tehdit unsurlarıyla dolu ifadeler yer almaktadır.

Sırbistan Dışişleri Bakanı İvica Dacic, Yeni Zelanda'daki terör Saldırısını gerçekleştiren teröristin camiye giderken aracında Sırpça Çetnik şarkıları dinlemesi ve silahının üzerinde Sırp tarihi figürlerin isimlerinin bulunmasına ilişkin, "Sırbistan'ın terör saldırısıyla hiçbir alakası yoktur." açıklaması yaptı.

Diğer taraftan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve oğlu da sanki terörist Tarrant ile anlaşmış gibi Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan’a karşı ve ülkemize hakarette bulunmuşlardır. Devletimiz tarafından gereken tepki gösterilmiştir.

SONUÇ: Katil terörist uluslar arası bir ajandır. Destekçisi de Netanyahu ve oğlu olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni Zelanda bir an evvel olayı aydınlatmalı, bayraklarını yarıya indirmelidir ve İslâm ülkelerinden özür dilemelidir. Tabii BM ve İKÖ de devreye girmelidir. Haçlı zihniyeti veya İsrail zihniyeti ya da kovboy zihniyeti bir gün yakında mutlaka o korktukları Osmanlı şamarını yiyeceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi