Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Aydınlanma ve kadınlarımız

Dedemin çırağı, idare, gaz ocağı ve lüküs gibi aydınlanma araçları ile ahıra inerek hayvanlarını yemlediğini çok iyi hatırlıyorum. O yıllarda köylerin birçoğunda elektrik yoktu. Aydınlanma araçları evimizi, odalarımızı ve yolumuzu aydınlatır. Bu yazının öznesi elbette ki maddi aydınlanma değildir. Benim aydınlanma kavramından kastım, ufkumuzun açılması, bilincimizin diri tutulması, dünyadaki gelişmeleri iyi okuyabilmek ve idarecilerin kültüne teslim olmamaktır. Lider kültü her zaman için tek adamlık ve otokratik rejimler doğurur.

Bu yazının akademik bir makale olma gibi bir iddiası yok. Ancak yerel metinler içerisinde kaybolmadan, modern dünyada ve aydın zümre içerisinde kadının yerini irdelemeye çalışacağım. Söyleyeceğim şeyler nas (âyet) hükmünde değildir.. Dolayısıyla yazdıklarım öncelikle beni bağlar. Bizim dünyamızda sözün izdüşümünün, anlatmak istediği gerçeklerin çok önemi vardır. Ben de bir insanım, elbette ki yanılma payım olacaktır. Ben fikirlerin ve düşüncelerin özgürce tartışılması ve zemin bulması taraftarıyım. Şiddete dönüşmedikçe her fikre açığım ve sözü olanı dinlemeyi severim.

Modern dünya bugün savaşlar, sel felaketleri orman yangınları ve depremlerle çalkalanmakta. İdeolojiler de iflas etmiş durumdadır. Büyük sosyolog İbn-i Haldun'un dediği gibi, "ideoloji ve devletler de tıpkı insanlar gibidir; doğar, büyür, gelişir ve günü geldiğinde ölürler. II Dünya savaşı sonrasında toparlanıp gelişen ve uygar dünyada önemli projelere imza atan ülkeler, şimdi ne aşamada?

Önümüzdeki yıllarda Amerika Birleşik Devletleri, yine oyun kurucu misyonunu devam ettirebilecek mi? Hiç sanmıyorum. Suriye'de, Afrika'da, Irak'ta bataklığa saplanan, Filistin'de göz göre göre insan haklarını, hakkı, hukuku, adaleti çiğneyen Amerika'nın bundan sonraki süreçte uluslararası kamuoyunda geçerli bir sözü olmayacaktır. Modern dünyanın şimdi yükselen Çin-Rusya dengelemesi var.

Entelektüeller, aydınlar, fikir adamları alimler, ulema ve kanaat önderleri, hepsi de insanlığın önünü açan, yol gösterici birer ışıktırlar. Ama dünyayı idare eden ise siyasetçiler. İhtiyaç duyduklarında, kendi menfaatleri icabı, sizin fikirlerinize başvurabilirler.

Makalemin başlığını, "aydın zümre içerisinde kadının yeri" olarak da yazabilirsin.

Eski cahiliye dönemlerinde kadının yeri, sadece evi ve erkeğinin ihtiyaçlarını gidermekten ibaretti. Tarım, teknoloji ve sanayi devriminde de bu durum değişmedi. Lakin günümüz dünyasında, kim bilir belki de geleceğin en büyük tehdit unsuru olarak isimlendirebileceğimiz yapay zeka ve bu yapay zekanın ürünü olan teknoloji, iletişim ağları ve internet dünyası, hem kadına bakış açısını hem de kadının aydın cümle içerisindeki rolüne çok büyük etki edecektir.

Hiç şüphesiz kültür ve sosyal alanında yaşanan değişim ve dönüşümler beraberinde aydın bir sınıfın yetişmesine zemin hazırlarken, bu aydın zümrenin içerisinde kadınların da yer aldığını görmek, doğrusu beni mutlu kılmaktadır. Cumhuriyet döneminde kadının sosyal hayatta ve siyasal arenada yer alması, elbette ki günümüzdeki gelişmeleri tetiklemiştir. Kadın platformları, kadın dernekleri, oldukça başarılı projelere imza atmışlardır. Yalnız bendeniz, feminist hareketi bu yapılanmalardan ayrı tutuyorum.

Hıristiyanlık ve İslam’ın ezoterik/deruni boyutunu bir başka yazımda ele almak istiyorum.

Özellikle kadın konusu gerek semavi ve beşeri kaynaklı dinlerin, gerekse farklı felsefi ekollerin gündemini hep meşgul etmiş, bundan sonra da etmeye devam edecektir. Kadınlar kendilerini asla küçümsemesinler. Her kadın, aynı zamanda bir annedir. Onlar toplumu doğurur, büyütür ve hayatın inşasında çok büyük rol alırlar. Her şeye kadın eli değmeli mi? Elbette ki bu sual, kişinin inancı, fikri, dünya görüşü ve felsefesine göre değişiklik arz eder. Biz istesek de istemesek de zaten hayatın bütününde kadınlar var. Kadınlardan siyasetçi, kadınlardan eğitmen, kadınlardan bilim adamı, kadınlardan fikir adamı olmaz diye düşünenler, çok sığ, temelsiz ve mesnetsiz bir düşünceye hizmet ettiklerini anlamaları gerekiyor. Fikrin, düşüncenin, siyasetin cinsiyeti olmaz. Allah insana akıl ve fikir vermiştir. Bunu erkekler çok iyi kullandıkları halde kadınlar neden kullanmasın? Kadınlara her alanda imkan verildiği takdirde, bugünkü kaos ortamından çok rahat bir şekilde kurtulabileceğimize inanıyorum. Söyleyecek sözü, fikri, ideolojisi ve söylemi olan kadınlara susturmak, bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir. Bu açıdan aydın zümre içerisinde kadının misyonunu çok önemsiyorum. Hakikatin aynasında sadece erkekler yoktur. Kadın bakış açısı ve perspektifi ile olaylara bakmakta fayda var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Şanlıdağ Arşivi